Translation of "Corredor" in Turkish

- Eu sou corredor.
- Eu sou um corredor.

Koşucuyum.

Janela ou corredor?

Pencere veye koridor?

Eu sou corredor.

Ben bir koşucuyum.

Eu sou um corredor.

Koşucuyum.

Tom está no corredor.

Tom koridorda.

- Eu sou o corredor mais rápido.
- Sou o corredor mais rápido.

Ben en hızlı koşucuyum.

Tem um telefone no corredor.

Holde bir telefon vardır.

Tom está esperando no corredor.

Tom koridorda bekliyor.

Eu vi Tom no corredor.

Tom'u koridorda gördüm.

Ela está no corredor da morte.

O ölüme mahkûm.

Tom mora no final do corredor.

Tom koridorda yaşıyor.

O banheiro fica no final do corredor.

Banyo holün sonundadır.

E um corredor vai te deixar doente?

Koşuya çıkan biri sizi hasta edebilir mi?

Não abra a sua sombrinha no corredor.

Şemsiyeni holde açma.

Tom está limpando o corredor com um esfregão.

Tom bir paspas ile koridoru temizliyor.

Mas e passar perto de um corredor ofegante?

Peki ya yanımızdan geçen nefes nefese geçen bir koşucu?

Tom é o corredor mais rápido da nossa turma.

Tom bizim sınıfta en hızlı koşucu.

Eu estava no corredor do segundo andar do hospital.

Hastanenin ikinci katında koridordaydım.

Tom está no corredor da morte há três anos.

Tom idam edileli üç yıl oldu.

Você gostaria de um assento na janela ou no corredor?

Pencere kenarında veya koridorda mı koltuk istersiniz?

Muitos presos no corredor da morte dizem que não querem morrer.

Ölüm hücresindeki birçok mahkum ölmek istemediğini söylüyor.

Depois dele, eu sou o corredor mais rápido da nossa classe.

Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.

Não esquece de apagar a luz do corredor antes de sair.

Gitmeden önce koridordaki lambayı kapatmayı unutmayın.

Tom é um dos mais de 3.000 reclusos no corredor da morte.

Tom idam sırasındaki 3.000'den fazla mahkumdan biridir.

Deixe-me explicar o que teria que acontecer para que um corredor ou ciclista na rua

Dışarıda yanınızdan geçen bir koşucu ya da bisikletlinin size virüs bulaştırması için

Ele deu o seu melhor, mas logo percebeu que não poderia competir com um corredor tão rápido.

O elinden geleni yaptı ama kısa sürede böyle bir hızlı atlet ile rekabet edemeyeceğini gördü.