Examples of using "Cima" in a sentence and their turkish translations:
Yukarı bak.
Orada işte.
Yukarı Bak
Orada yukarıda biri var.
O üst katta.
Yukarıya bakma.
Tom sözlükte aradı.
Ben üst kata gitmek zorundayım.
Kitabı üst rafa koy.
Aşağıdan yavaşça.
...ağını üstüne kapadı.
Üst kattaydım.
Üst kata gideceğim.
- Orada mısın?
- Yukarıda mısın?
Fadıl üst katta kalıyordu.
Masanın üstünde bir sözlük var.
Masanın üstünde bir makas var.
Onu masama koy.
Pekâlâ, şu halatı geçirelim.
Bunun üzerine oturmayın.
Eller yukarı! Bu bir soygundur.
Masanın üzerinde oturuyorum.
Tom yukarı katta.
Tom garsonla flört etti.
O üst kat değildi.
Tom hâlâ üst katta.
- Cesedimi çiğnemeden olmaz.
- Cesedimi çiğnemen lazım.
Tom yukarıda bekliyor.
Ben bulutların üzerinde uçtum.
O, dergisini masaya koydu.
O, kutuyu masaya koydu.
Bizi dışarıdan ve yukarıdan bölmek
- Masanın üzerinde bir çiçek görüyorum.
- Çalışma masasının üzerinde bir çiçek görüyorum.
Masanın üstündeki nedir?
- Ne var?
- Naber?
Tuvalet üst katta.
Kutunun üzerine bir şey koymayın.
Köpek sandalyenin üstünde.
Omuzumun üzerinden göz gezdirdim.
Ellerini çek üzerimden!
- Kedi masanın üzerinde.
- Kedi masanın üstünde.
Uçak dağın üzerinde uçtu.
Senin fincanın masada.
- Masanın üstünde bir kedi vardı.
- Bir kedi masanın üstündeydi.
Orada neler oluyor?
Kedi masanın üzerine atladı.
Yatak odaları üst kattadır.
Anahtarlar masanın üzerinde.
Elma masanın üstünde.
Üst rafa ulaşamıyorum.
Çocuklar üst katta uyuyorlar.
Ellerimi masanın üzerine koydum.
Kütüphane üst katta.
Tom belden yukarısı çıplak.
Para masanın üzerinde.
Yatağa atlamaktan vazgeç.
Yukarı gidiyoruz.
Tom üst katta dinleniyor.
Çaydanlık masanın üstündedir.
Bu kitabı diğerlerinin üstüne koy.
Tavşan, köpeğin üstünden atladı.
Kitabı masanın üzerine koyun.
- Kedi masanın üzerinde uyuyor.
- Kedi masanın üstünde uyuyor.
Yatakta uyuyan iki kedi var.
Kız yatağın üzerinde atlıyor.
- Kedi masanın üzerinde oturuyor.
- Kedi masanın üstünde oturuyor.
- Tom cüzdanını şifoniyerin üstüne koydu.
- Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu.
O, bana sahnede şarkı söyletti.
Bitkiyi kökleriyle çekin.
Tom benim bir üst katımda oturuyor.
Bana ihtiyacın olursa üst katta olacağım.
"Telefonum nerede?" "Masamın üstünde."
orangutanlar gibi yaparız. Ağaçta kamp kurarız
Tüm ağırlığımı veriyorum.
Birinin üst kata gittiğini duyduk.
Lavabonun üstünde birkaç viski şişesi var.
Masanın üstünde dans etme hakkında bir kitap var.
O, başını yukarı aşağı salladı.
- O masada.
- O masanın üzerinde.
Tom çocuklarla üst katta.
"Tom, alt katta mısın?" "Hayır, ben üst kattayım."
Tom'un bavulu yatağın üzerinde.
Odam üst katta soldadır.
Bir köpek aniden bana atladı.
Oraya gitmem gerektiğini mi düşünüyorsun?
Masadaki kimin kitabı?
Tom alt katta bavul hazırlıyor.
Kedi sandalyenin üstünde mi yoksa altında mı?
Tom ve Mary üst katta uyuyorlar.
Nehir üzerine büyük bir köprü inşa edildi.
"Cep telefonumu gördün mü?" "Masanın üstünde."
Tom orada ne yapıyor?
Tom gömleğini kafasına çekti.
Bir halat üzerinde dengenizi sağlayıp karşıya geçiyorsunuz.
Ama bu tepede onu koruyacak pek yetişkin yok.
yahu halk olarak biz de bir şeylerin ucundan tutalım yahu.
Bagajımı yukarı taşır mısın?
Topu yakalamak için elini kaldırdı.