Translation of "Chamar" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Chamar" in a sentence and their turkish translations:

- Eu ia chamar eles.
- Eu ia chamar elas.
- Eu os ia chamar.

Onları arayacaktım.

Vou chamar ajuda.

Yardım çağırıyorum.

- Nós deveríamos chamar o Tom?
- Deveríamos chamar o Tom?

Tom'u aramalı mıyız?

- Como eu deveria te chamar?
- Como eu deveria chamar você?

Size ne demeliyim?

Vou chamar a polícia.

Polis çağıracağım.

Vou chamar os policiais.

Polisleri arıyorum.

Devo chamar o doutor?

Doktoru aramam gerekiyor mu?

Estou a te chamar.

Seni arıyorum.

Precisamos chamar um encanador.

Tesisatçı çağırmamız gerekiyor.

- Tom precisa chamar um médico.
- O Tom precisa chamar um médico.

Tom bir doktor çağırmalı.

- Você pode me chamar de Bob.
- Pode me chamar de Bob.

Bana Bob diyebilirsin.

- Pare de me chamar de Tom.
- Parem de me chamar de Tom.
- Para de me chamar de Tom.

Bana Tom demekten vazgeç.

Temos de chamar o helicóptero.

Bunun için helikopteri çağırmalıyız.

Vou chamar novamente mais tarde.

Daha sonra tekrar arayacağım.

Voltarei a chamar às quatro.

Saat dörtte geri arayacağım.

Eu não vou chamar Tom.

Ben Tom'u aramıyorum.

- Eles vão chamar.
- Eles chamarão.

Onlar arayacak.

Tom irá chamar a polícia.

Tom polisi arayacak.

Não sei como te chamar.

Sana nasıl hitap edeceğimi bilmiyorum.

Alguém pode chamar a segurança?

Birisi güvenliği arayabilir mi?

Talvez devêssemos chamar o Tom.

Belki Tom'u aramalıyız.

Posso chamar você de Tom?

Sana Tom diyebilir miyim?

Você vai chamar a polícia?

- Polisi mi çağıracaksın?
- Polisi arayacak mısın?

Tom decidiu chamar a polícia.

Tom polisi aramaya karar verdi.

Eu não queria chamar atenção.

Ben dikkat çekmek istemiyordum.

Tom ameaçou chamar a polícia.

Tom polisi aramakla tehdit etti.

Você poderia chamar um táxi?

Taksi çağırır mısın?

Alguém deveria chamar uma ambulância?

Birisinin ambulans çağırması gerekir mi?

- Você pode me chamar a qualquer hora.
- Vocês podem me chamar a qualquer hora.

Beni her zaman arayabilirsin.

Vamos chamar o cachorro de Skipper.

Köpeğe Skipper diyelim.

Tom faz tudo para chamar atenção.

Tom ilgi istiyor.

Você não a deveria chamar assim.

Onu o kadar aramamalısın.

Posso chamar um táxi para você?

Sana br taksi çağırayım mı?

- Gostaria de ligar.
- Gostaria de chamar.

Ben aramak isterim.

Eu não quero chamar a polícia.

Polisi aramak istemiyorum.

Vou chamar o Tom para você.

Senin için Tom'u arayacağım.

Você pode me chamar um táxi?

Bana bir taksi çağırabilir misiniz?

Eu não mandei chamar o Tom.

Tom için göndermedim.

Eu pretendi chamar mas me esqueci.

Ben aramak istedim ama unuttum.

Ele virá se você o chamar.

Onu ararsan, gelir.

Você poderia me chamar mais tarde?

Beni daha sonra arar mısınız?

Poderia chamar um médico, por favor?

Bir doktor arar mısınız lütfen?

Ouvi alguém me chamar de longe.

Uzaktan birinin bana seslendiğini duydum.

Era cedo demais para chamar a polícia.

Polisi aramak için çok erkendi.

Não há necessidade de chamar um táxi.

Bir taksi çağırmaya hiç gerek yok.

Eu só queria chamar a atenção dela.

- Sadece onun dikkatini çekmeye çalıştım.
- Onun ilgisini çekmeye çalıştım.

Tom tentou chamar a atenção de alguém.

Tom birinin dikkatini çekmeye çalıştı.

Eu não sabia mais a quem chamar.

Başka kimi arayacağımı bilmiyordum.

Você pode me chamar sempre que quiser.

Ne zaman istersen beni arayabilirsin.

Tom tentou chamar a atenção de Mary.

Tom Mary'nin dikkatini çekmeye çalıştı.

Você acabou de me chamar de preguiçoso?

Sadece bana tembel mi dedin?

Não havia necessidade de chamar um táxi.

Bir taksi durdurmaya ihtiyaç yoktu.

Tom me disse para chamar a polícia.

Tom, polisi aramamı söyledi.

Você pode me chamar a qualquer hora.

İstediğin zaman beni arayabilirsin.

É melhor você chamar o médico imediatamente.

Derhal bir doktor çağırsan iyi olur.

Todo mundo vai me chamar de mentiroso.

Herkes bana yalancı diyecek.

- Não deveríamos ligar para o Tom?
- Não deveríamos chamar o Tom?
- Nós não deveríamos chamar o Tom?

Tom'u aramamız gerekmiyor mu?

Também podemos chamar a Caaba dos cristãos aqui

aynı zamanda buraya Hristiyanların bir Kabe'si diyebiliriz

Ele vai me chamar por volta das seis.

O, yaklaşık altıda beni arayacak.

Ela veste roupas extravagantes para chamar a atenção.

O, dikkat çekmek için süslü giysiler giyer.

- Você pode chamar ele?
- Você pode chamá-lo?

Onu arayabilir misin?

Tom está tentando chamar a atenção de Mary.

Tom Mary'nin dikkatini çekmeye çalışıyor.

A propósito, vocês podem me chamar de Tom.

Bu arada, hepiniz bana Tom diyebilirsiniz.

Eu acho que você deveria chamar o Tom.

- Sanırım Tom'u aramalısın.
- Bence Tom'u aramalısın.
- Bana kalırsa Tom'u aramalısın.
- Tom'u araman gerektiğini düşünüyorum.

Se precisar de algo, é só me chamar.

Bir şeye ihtiyacınız olursa, sadece arayın.

Por favor, fique à vontade para me chamar.

Lütfen beni aramaya çekinme.

O Tom deveria chamar a Mary para jantar.

Mary'yi akşam yemeğine davet etmelisin.

O rato está aqui! Vai chamar o gato!

Fare burada! Git de kediyi çağır!

Diz a Tom que o voltarei a chamar.

Onu tekrar arayacağımı Tom'a söyle.

Eu posso chamar o Tom se você quiser.

İstersen Tom'u arayabilirim.

Volto a te chamar daqui a uma hora.

Bir saat içinde seni tekrar arayacağım.

Preciso usar seu telefone para chamar a polícia.

Polisi aramak için telefonunu kullanmalıyım.

Preciso usar seu celular para chamar uma ambulância.

Ambulans çağırmak için telefonunu kullanmalıyım.

O Tom acabou de me chamar de perdedor.

Tom bana ezik dedi.

As crianças geralmente choram apenas para chamar atenção.

Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.

- Você não precisa me ligar.
- Você não precisa me chamar.
- Não precisa me chamar.
- Tu não precisas me ligar.

Beni aramana gerek yok.

Poderia me fazer um favor e chamar um médico?

Bana bir iyilikte bulunup doktor çağırabilir misin?

Custará pelo menos 2000 ienes para chamar um táxi.

Taksiye binmek en az 2000 yene mal olacak.

Se você não sair agora, vou chamar o segurança.

Şu anda gitmezsen güvenliği arayacağım.

Você consegue consertar isso ou devo chamar um encanador?

Bunu tamir edebilir misin yoksa bir tesisatçı çağırmam mı gerekiyor.

Levante a mão quando eu chamar o seu nome.

Adınızı söylediğimde elinizi kaldırın.

Se precisar de algo, pode me chamar, está bem?

Herhangi bir şeye ihtiyacın olursa arayabilirsin, tamam mı?

- Tentei chamar o Tom.
- Tentei ligar para o Tom.

- Tom'u aramayı denedim.
- Tom'u aramaya çalıştım.

A primeira coisa a fazer é chamar pelo médico.

Yapacak ilk şey doktoru çağırmaktı.

- Vou chamar a polícia.
- Vou ligar para a polícia.

Polisleri arayacağım.

Temos de chamar o helicóptero e chegar ao hospital depressa.

Bu yüzden helikopteri çağırıp hemen hastaneye gitmeliyiz.

Tem de chamar ajuda e tem de ir ao hospital.

kurtarma ekibini çağırmalı ve bir hastaneye yetişmelisiniz.

Eu gostaria que vocês parassem de me chamar de Tom.

Keşke bana Tom demekten vazgeçsen.

Todo mundo precisa de um lugar para chamar de lar.

Herkes evi aramak için bir yere ihtiyacı var.

- Posso te chamar de Bob?
- Posso chamá-lo de Bob?

- Ben size Bob diyebilir miyim?
- Sana Bob diyebilir miyim?

Caso haja algo que a gente possa fazer, só chamar.

Yapabileceğimiz bir şey varsa, sadece ara.

Eu ouvi alguém chamar o meu nome no ônibus lotado.

Kalabalık otobüste birinin adımı seslendiğini duydum.

Ela usa vestidos sarapintados a fim de chamar a atenção.

O, dikkat çekmek için puantiyeli elbise giyer.

Eu acho que é hora de eu chamar um médico.

Sanırım bir doktor aramamın zamanıdır.

Meu nome é Thomas, mas pode me chamar de Tom.

Benim adım Thomas ama siz bana Tom diyebilirsiniz.