Examples of using "Enquanto" in a sentence and their turkish translations:
Yürürken şarkı söyledik.
soğurken, içerisinde bulunan
Ağlarken yemek yiyorduk.
Biz yemek yerken sessiz ol.
O, çalışırken şarkı söyledi.
Sıcakken yiyin.
Şimdiye kadar tuttu.
Oysaki Ruslar
Gidebiliyorken git.
- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.
- Hayat varken umut var.
O, uykusunda vuruldu.
Yazdığım sürece yaşıyorum.
- O mektubu okurken ağladı.
- O, mektubu okurken ağladı.
Biz şimdilik Karun diyelim
Yemek sıcakken yiyelim.
O sürerken eğlenceliydi.
Biz yemek yerken sessiz olun.
Ben konuşurken dinle.
ne olması gerektiğini adım adım anlatayım.
Araba sürerken uyuyakaldım.
Mümkün olduğunca uzun süre bekledim.
Nefes aldığım sürece umudumu yitirmeyeceğim.
Eğlenebiliyorken eğlenin.
Şimdilik bu kadar.
Ben TV izlerken uyuya kalmışım.
Biz de eğleniyoruz bunu yaparken sizde izlerken eğlenin istiyoruz
Şimdiye kadar, onlar hiçbir şey bulmadı.
O, mektubu okurken ağladı.
O devam ederken gençliğin tadını çıkarın.
Okurken uyuyakaldım.
Çayını içerken benimle sohbet etti.
Gençken seyahat etmelisin.
teşekkür ederim.
ve devam ettiği sürece de izlenecek
bunun hazır sektörü de varken
Bazıları Osmanlı diye ölürken
Biz çay içip bekliyoruz.
Hâlâ karanlıkken kalktım.
Bu arada, o uyumaya gitti.
Şimdilik haklısın.
Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
Şimdilik sorun yok.
Şimdiye kadar hoşça vakit geçirdim.
Yemek yerken konuşma.
Bir süre iskambil oynayalım.
Yaşarken umut et.
Şimdilik kıpırdamadan dur.
Sen oynarken ben okurum.
O dinlenirken ben şarkı söyleyeceğim.
Lyusya, Mahler'i dinlerken ağladı.
O, oyun oynarken köprücük kemiğini çıkardı.
Bir süre dinlenmelisin.
Biri yaşadığı sürece bağışlar.
Hayat olduğu sürece, ümit vardır.
Hâlâ yapabiliyorsan dur!
- TV izlerken uyuyakaldım.
- Televizyon izlerken uyuyakaldım.
kaçacak çıkışlar olmasına rağmen kaçmayı reddetmek ve
Çabuk, hazır kartal gitmişken!
Gelgitin yön değiştirmesini beklerlerken...
bu sayede posası gübre olurken
Yeter ki biz insanoğlu bozmayalım
Sen burada olduğun sürece, ben kalacağım.
Konuşurken lafımı bölme.
Bir kitap okurken uyuyakaldı.
O şarkı söyleyinceye kadar burada oturacağım.
- Onu sarhoşken yaptı.
- O, sarhoşken onu yaptı.
O, sarhoşken onu yaptı.
Sarhoşken onu yaptım.
Çalışırken radyo dinledim.
Burada kaldığımız sürece güvende olacağız.
Şu an için hazırım.
- Şimdilik otelde kalıyorum.
- Şu an için otelde kalıyorum.
Çoğu kez müzik dinleyerek ders çalışırım.
O ağlarken ona sarıldı.
O ağlarken ona sarıldı.
O ağlarken ona sarıldı.
Nero Roma yanarken Roma'ya baktı.
Tom okurken uykuya daldı.
Biz konuşuyorken o sessiz kaldı.
Şu an için bir planım yok.
Ben futbol oynarken dizimi incittim.
O çalışırken bir kaza yaptı.
O çalışırken bir kaza yaptı.
O çalışırken bir kaza yaptı.
O konuşuyorken onun lafını kesti.
Yaşadığım sürece onu asla unutmayacağım.
Ben yokken terbiyesizlik yapma.
O konuşurken dilini ısırıyor.
Radyoyu dinlerken yemek yiyorum.
- Şimdilik halamla birlikte kalıyorum.
- Şimdilik teyzemle birlikte kalıyorum.
Bence bir süre için güvenliyiz.
O, futbol oynarken kolunu kırdı.
Şarkısını söylerken bana gülümsedi.
Ben evde yokken çiçeklerimi sulayabilir misiniz?
Hayatta, görünüşleri ve diğer insanların