Examples of using "Wprowadzić" in a sentence and their turkish translations:
Tamam, onu buraya sokmaya çalışacağız.
Onlar kötü bir kanunu yürürlüğe sokuyorlar.
Eğer yoksa nasıl bir ayarlama yapmalıyım?
Dişiyi havaya sokmak için ritim tutuyor.
Planımızı gerçekleştiremediğimiz için hayal kırıklığına uğradık.
Onu pratiğe koymayı zor buldum.