Translation of "Szansa" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Szansa" in a sentence and their turkish translations:

To twoja jedyna szansa.

- Bu senin tek şansın.
- Bu senin yegâne şansın.
- Bu senin yegâne imkâniyetin.
- Bu sizin tek şansınız.

Jest spora szansa, że przyjdzie.

Büyük olasılıkla gelecek.

To mogłaby być ogromna szansa.

Bu büyük bir fırsat olabilir.

Na lądzie jest szansa złagodzić agonię.

Karada acıyı azaltmanın bir yolu var.

Jest mniejsza szansa, że mnie ugryzie,

Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az,

Jest spora szansa, że się spóźni.

Muhtemelen geç kalacak.

Jest szansa, że będziesz gotowy za godzinę?

Bir saat içinde hazır olabileceğine dair herhangi bir şans var mı?

To moja wielka szansa na wydostanie się stąd.

Bu yol, buradan çıkmak için en iyi şansım olacak.

To moja wielka szansa na wydostanie się stąd.

Bu yol, buradan çıkmak için en iyi şansım olacak.

Tom myśli, że jest duża szansa, że ​​znajdzie Mary.

Tom Mary'yi bulacağına dair büyük bir olasılık olduğunu düşünüyor.

Wypłoszymy go i weźmiemy. Jest mniejsza szansa, że mnie ugryzie,

Onu bu şekilde çıkartabilirim. Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az

Faktycznie, szansa na śmierć od porażenia piorunem spadła o 97%.

Evet, bir yıldırım çarpması sonucu can kaybı riski de %97 daha az.

Jasne noce pod księżycem w pełni to jego najlepsza szansa.

Dolunay ve dolunaya yakın gecelerde en çok şansa sahip.

Siedzenie na najcieńszej gałęzi to najlepsza szansa na przetrwanie nocy.

Geceden sağ çıkmanın en iyi yolu en ince dala tünemek.

To może być nasza jedyna szansa, żeby porozmawiać z Tomem.

Bu Tom'la konuşmak için son şansımız olabilir.

Jest wielu naiwnych ludzi, stąd jest szansa, że Tom zostanie wybrany.

Çok saf insanlar var, bu yüzden Tom'un seçilme şansı var.

Ale tungary żyją tylko rok. To może jego ostatnia szansa na potomstwo.

Fakat tungaralar sadece bir yıl yaşar. Bu, üremek için son şansı olabilir.

Jest szansa, że schwytamy całą trójkę w ograniczonym czasie, jaki na to mamy.

sahip olduğumuz sınırlı zamanda üçünü birden yakalama şansımız var.

Szansa zrobienia tego, co się chce, dodatkowo tak ogromną pracą, jak to możliwe, jest ukrytą chęcią prawie każdego.

İstediğimiz gibi bir yapma fırsatı, özellikle mümkün olduğu kadar çok az zor işi yapmak neredeyse herkesin gizli bir arzusudur.