Examples of using "Przyjdzie" in a sentence and their turkish translations:
O, sonunda gelecek.
Yakında gelecek.
O, muhtemelen gelecek.
O, büyük olasılıkla gelecektir.
Onun gelebileceğini düşündüm.
O gelinceye kadar burada bekleyeceğim.
Ben o gelene kadar bekleyeceğim.
Belki Jane gelecektir.
Polis gelecek mi?
O, yarın gelecek.
Tom yakında gelecek.
Tom muhtemelen gelecek.
O yakında gelecek.
O gelebilir.
Tom muhtemelen gelecektir.
O daha sonra gelecek.
Tom'un gelmesine izin ver.
Tom erken gelecek.
Tom daha sonra gelecek.
Tom ne zaman geliyor?
- O kesinlikle gelmiyor.
- O kesinlikle gelmeyecek.
O ne zaman gelecek?
Onun geleceğini düşündüm.
Mike, geleceğini söyledi.
O belki gelecek.
Ben onun gelmeyeceğini düşündüm.
Büyük olasılıkla gelecek.
Ben onun kesinlikle geliyor olduğunu düşünüyorum.
O gelir gelmez başlayalım.
Onun ne zaman geleceğini bilmiyorum.
Onun geleceğinden eminim.
Birinin geleceğini biliyordum.
Alice muhtemelen gelebilir.
Onu ararsan, gelir.
O gelebilir.
Onun buraya ne zaman geleceğini bilmiyorum.
Onun yalnız geleceğini düşündüm.
Ben onun gelmeyeceğini düşündüm.
Tom gelirse ne yapmalıyım?
Onun gelmeyeceğini söylemeliyim.
Onun gelip gelmemesi önemli değil.
Ben onun geleceğinden eminim.
Onun ne zaman geleceğinden emin değilim.
Onun bugün geleceğine dair içimde bir his var.
Ona göre, o gelmeyecek.
Büyük olasılıkla gelecek.
O, büyük ihtimalle gelecek.
O, yakında eve dönecek.
Onun ne zaman geleceğini bilmiyorum.
Hasta değilse gelir.
Sanırım o gelmeyecek.
Yakında kahvaltı zamanı olacak.
bir saat içinde doğmazsa
O gelmek için söz verdi, ama gelmedi.
Eğer gelirse, ona selamlarımı ilet.
O saat üçte geleceğine bana söz verdi.
Bundan pişman olduğun zaman gelecek.
Amcam yarın bizi görmeye gelecek.
Gelirse ona beni beklemesini söyle.
Onun geleceğini sanmam.
Yarın öğleden sonra gelebilir.
Sanırım o, partimize gelecek.
Onun buraya geleceğinden şüphem yok.
Onun gelme ihtimali var mı?
O bana saat beşte buraya geleceğine söz verdi.
Cathy bu gece bizim bebeği görmek için geliyor.
Tom'un geleceğinden emin olamadım.
Tom gelinceye kadar mitinge başlamayacağız.
Tom'un gelip gelmeyeceği hakkında hiçbir fikrim yok.
Onun partiye geleceğinden eminim.
Ben hâlâ onun bugün geleceğinin olası olmadığını düşünüyorum.
Belki bir akrep de gelir ve böceklerle beslenmeye çalışır.
Belki bir akrep gelip böcekleri yemek ister.
Babam bu haftanın sonunda eve gelecek.
Bu gece partiye gelmeyebilir.
- Partime o kadar çok kişinin geleceğini asla düşünmedim.
- Partime pek çok sayıda insan geleceğini asla hayal etmedim.
Aklınıza bir şey gelirse lütfen bizi bilgilendirin.
Adam karısı gelinceye kadar istasyonda beklemeye karar verdi.
Tom buraya geldiğinde bana ne olduğunu söyleyebilir.
Tom'un geleceğini umuyorum.
Eğer ben yokken gelirse, lütfen ben geri gelene kadar beklemesini isteyin.
- Baban gelinceye kadar seninle birlikte kalacağıma sana söz veriyorum.
- Baban gelinceye kadar seninle kalacağıma söz veriyorum.