Examples of using "Prostu…" in a sentence and their turkish translations:
Sadece kıskanıyorsun.
Unut gitsin.
Sadece tekrar deneyin.
Bunların hepsi kırılmış.
Birden çekiveriyordu.
Ben yorgunum, hepsi bu.
- Sadece yardımcı olmak istiyorum.
- Sadece yardım etmek istiyorum.
Sadece uyumaya gidelim.
Bu sadece yeterli değil.
Sadece Tom'un içeri girmesine izin ver.
Sadece bir dakikaya ihtiyacım vardı.
Ben sadece gerçekçi oluyorum.
Sadece yola çıkma.
Oluruna bırak.
Ben sadece yardım etmeyi seviyorum.
Ben sadece ona söyledim.
Biz sadece yorgunuz.
Sadece onu yap.
Sadece Tom'a özür dile.
Sadece unutmuş olabilirsin.
Şimdi sadece aşırı tepki gösteriyorsun.
Sadece sebebini bilmiyoruz.
Onu görmeye gidelim.
Küçük bir taş alıyorlar.
Yapman gereken tek şey onun tavsiyesini takip etmek.
O, sadece sıradan bir kişidir.
Sadece gözlerini kapa.
Sen sadece onu anlamıyorsun.
Sadece Tom'u bulmaya gidelim.
Sadece bir tatil istiyorum.
Gerçekten sadece konuşmak istiyorum.
Sadece beklemek zorunda kalacaksın.
Sadece onları orada bırakın.
Sadece onu bana açıkla.
Sadece geri yat.
Sadece bunu yapmam gerekiyor.
Ben sadece biraz eğleniyorum.
Şimdi sadece bunu yap.
Onlara sadece hayır de.
Tom sadece dürüst oluyor.
(Bu) gerçekten çok güzel!
Tom anlamadı.
Sadece nasıl olduğunu bilmiyorum.
Neden sadece sormadın.
Bu sadece berbat.
Sadece bize doğruyu söyle.
Sadece Tom'un gitmesine izin ver.
Biz sadece onları kovamayız.
Sadece gözlerini kapat ve rahatla.
Çin merkezli şirketlerin devreye girebileceği yönünde.
Baksanıza, her şey sırılsıklam.
Bu tür büyükçe taşların altına da bakmaya devam edeceğiz.
Programcılar henüz dünya dışı varlıkları ortaya çıkarmadı.
- Sadece kalbini izle.
- Sadece yüreğinin sesini dinle.
- Yalnızca yüreğinin sesine kulak ver.
- Sadece kalbinin sesini dinle.
Şu paketleri bir yere koyuver.
- O böyledir işte.
- O böyledir.
Sadece biraz eğlenmek istiyorum.
Öylece bırakıp gidemeyiz.
Bunu göz ardı edemeyiz işte.
Biz vazgeçemeyiz.
Henüz gidemezsin.
Ben sadece burada kalamam.
- Öyle çekip gidemem.
- Öylece elimi kolumu sallayıp gidemem.
- Onu sadece görmezden gelemezsin.
- Onu sadece görmezden gelemezsiniz.
Sadece odana git.
Sadece hayat sorunlarından kaçıyorsun.
Ben sadece bunu görmeni istedim.
Ben sadece bunun olmasını beklemiyordum.
Ben gerçekten artık seni anlamıyorum.
Az önce biri arabana binip gitti.
Tom sadece sıradan bir Joe.
Belki yeterince uyumuyorsun.
O sadece mantıklı değil.
Onlar sadece sana güvenmiyor.
Sadece bunu benim için yap.
Tom sadece bir tembel işe yaramaz.
Sadece bana bir sonrakinin kim olduğunu söyle.
Sadece yapmanı söylediğim şeyi yap.
Sadece ikimizin mutlu olmasını istiyorum.
Ben sadece bir başka şımarık Kanadalıyım.
Neden sadece talimatları okumuyorsun?
Sadece işe başlayalım.
Ya da... Şansımı denerim... Ve atlarım.
Yani resmen... ...gözlerime inanamadım.
Biz sadece Tom'u kovamayız.
Tom'u öylece terk edemem.
Sadece geride bırakılmayı sevmiyorum.
Biz sadece Tom'u eve götürmek istiyoruz.
Ben sadece Tom için mutluyum.
Şu anda fazla vaktim yok.
Ben sadece seni unutamam.
Sadece haklı olduğumu bilmek istiyorum.
Ben sadece seninle ilgilenmek istedim.
Sadece senin aramanı beklemiyordum.
Sadece bir şey söylemeden eve gittim.
O artık mantıklı değil.
Nasıl hemen vazgeçebilirsin?
Biz sadece eve gidemez miyiz?
Beni tanımıyormuşsun gibi yap sadece.