Translation of "Połowa" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Połowa" in a sentence and their turkish translations:

- To tylko połowa historii.
- To dopiero połowa opowiadania.

Bu sadece hikayenin yarısı.

A druga połowa - obniżoną.

Diğer yarısı ise azalmıştı.

Połowa studentów była nieobecna.

Öğrencilerin yarısı yoktu.

Zacząć to połowa sukcesu.

Başlamak mücadelenin ​​yarısıdır.

To dopiero połowa opowiadania.

Bu sadece hikayenin yarısı.

Połowa pracy za nami.

İş yarım yapıldı.

Połowa z nich to młode.

Yarısından çoğu gençlerden oluşuyor.

Połowa biura wzięła dzień wolnego.

Ofisteki insanların yarısı bir gün izin aldı.

Dobry początek to połowa roboty.

İyi bir başlangıç, işin yarısıdır.

Połowa uczniów kończących liceum w Australii

bugün Avustralya'da liseyi bitiren öğrencilerin yarısı

To miejsce zamieszkuje ponad połowa ludzkości,

İnsanlığın yarısından fazlası bu alanda yaşıyor,

To jak połowa wydatków na edukację w USA

Bu, ABD'de eğitime harcanan para toplamının yarısı ediyor.

Chociaż lasy deszczowe stanowią jedynie 2 proc. powierzchni Ziemi, to zamieszkuje je ponad połowa gatunków dzikich roślin, zwierząt i owadów.

Yağmur ormanları dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına karşın; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.