Examples of using "Biura" in a sentence and their turkish translations:
Ofise geri mi dönüyorsun?
İnsanlar ofise döndüklerinde
Ofisime geri gidiyorum.
Tom daha büyük bir büro istiyor.
- Neden ofise gitmedin?
- Niçin ofise gitmedin?
Beni ofiste arayın.
Bu akşam benim ofisime uğra.
Tom gizlice bürodan çıktı.
Büronun kapısı sarı renklidir.
Ofisteki insanların yarısı bir gün izin aldı.
Ofisten saat kaçta çıkıyorsun?
O, sadece sıradan bir büro çalışanıdır.
Yarın ofise gelmene gerek yok.
Ofis kapım her zaman açık.
Tom ofis kapısını kilitli buldu.
Lütfen öğleden sonra ofisime gelin.
Onun ofisini bulmakta güçlük çekmedim.
Ben de ofisten biriyle çıkıyorum.
Tom Mary'nin ofisine doğru merdivenlerden yukarıya koştu.
Bu kattaki üç büro boş.
Tom her zamankinden daha geç ofise geldi.
O arabasını sattı, bu yüzden o trenle ofise gider.
Tom'un ofisine gitmesini istemiyorum.
Dün senin ofisine uğradım fakat orada değildin.
Ben genellikle okula bisikletimle giderim. Ofise demek istiyorum.
Tom ve Mary birlikte saat 2.30'da ofisten ayrıldılar.
Tom geri döndüğünde ona ofisime gelmesini söyle.
Pandemi sebebiyle hepimiz ofislerden uzaklaştık
Bugün ofisine uğradım ama içeride değildin.
O, ofisine geri döndüğünde, telefonunu aldı ve Charlie'nin numarasını çevirdi.
Sen ofisime girmeden önce kapıyı çalmayan tanıdığım tek kişisin.
Eva, Romer'in ofisine çıkan merdivenlere tırmandı, merdiven boşluğundaki karmaşık kokuyu analiz etmeye çalıştı - mantar ve kurum, eski birikmiş toz ve küf arasında bir karışım olduğuna karar verdi.