Examples of using "Dzień" in a sentence and their turkish translations:
Bütün gün uyudum.
Merhaba.
- Günaydın!
- İyi sabahlar!
- Günaydınlar!
- İyi günler.
- Tünaydın.
Bu sıcak bir gündü.
Günün nasıl geçti?
Bugün iyi kararlar verdin.
Günün gelişini selamlarlar.
Tüm gün sürekli yağmur yağdı.
Güzel bir gün.
Ne güzel bir gün!
Kötü bir gün geçirdi.
Sıcak bir gündü.
Güzel bir gün, değil mi?
Günaydın, Mike.
Bu açık bir gün.
- O günü hatırlıyor musun?
- O günü hatırlıyor musunuz?
Büyük gün geldi.
Yarın büyük bir gün olacak.
O çok sıcak bir gündü.
Bugün güzel bir gün.
Hoş bir gün, değil mi?
O, bütün gün sessiz kaldı.
- Bugün hava rüzgârlı, değil mi?
- Bugün rüzgarlı, değil mi?
Her gün bir bağıştır.
Tom işten bir gün izin aldı.
Bugün özel bir gündür.
Güzel bir gün.
Yorucu bir gündü.
Stresli bir gündü.
Dün bütün gün uyudum.
Bugün hangi gün?
Selam.
- Yarın yeni bir gündür.
- Yarın yeni bir gün.
Ben bütün gün meşguldüm.
Ne berbat bir gün!
- İyi günler.
- Günaydın!
Yoğun bir gündü.
Güzel güneşli bir gündü.
Bütün gün televizyon izliyorum.
Yarın anneler günü.
O korkunç bir gündü.
Ben gerçekten zor bir gün geçirdim.
Bugün hangi gün?
Yarın tatil.
Bütün gün etrafta olacağım.
Günden güne hava gittikçe soğuyor.
Günün güzel olduğu ortaya çıktı.
O, gerçekten güzel bir gündü.
Günü açık havada geçirdik.
Bütün gün boyunca şiddetli yağmur yağdı.
Tüm gün tenis oynadım.
Tom, gece gündüz çalıştı.
O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
Yarın yoğun bir gün olacak.
Her günün bir devamı vardır.
Bir gün yirmi dört saattir.
Bütün gün seni düşünüyorum.
- Bunun üzerinde bütün gün çalıştım.
- Sabahtan beri bunun üzerinde çalışıyorum.
Biz plajda eğlenceli bir gün geçirdik.
Tom bütün gün ölçeklerini uyguladı.
Tom çok kötü bir gün geçirmişti.
- Bana bir ya da iki gün verin.
- Bana bir veya iki gün verin.
- Bana bir iki gün vakit ver.
- Bana bir iki gün ver.
- Bana bir iki gün verin.
Ofisteki insanların yarısı bir gün izin aldı.
Bilgisayar tamiri tüm gün sürdü.
Bu senin şanslı günün.
Bugün ocak ayının son günü.
Bütün gün onlarla birlikteydim.
İlginç bir gün geçirdiğini anlıyorum.
O hoş bir sonbahar akşamı idi.
Güzel bir gün, değil mi? Yüzmeye gidelim mi?
Size bir hikaye anlatacağım.
Nedense bugün bütün gün uyudum.
Tom bir gün izin almaya karar verdi.
Güzel bir yaz günüydü.
O gün hayatımı değiştirdi.
Bütün gün gitmiş olacağını düşündüm.
Filipinler'de yedi yaşındaki bir kız ısırıldı ve ertesi gün öldü.
O gün boyunca İngilizce duyar.
O, bir günde yapılabilir.
Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?
Bütün gün tenis oynuyordum.
Kıt kanaat geçiniyor.