Examples of using "Piłkę" in a sentence and their turkish translations:
Topu yakala.
- Futbolu severim.
- Futbolu seviyorum.
- Ben futbolu seviyorum.
Topu ona geri ver!
Tom topu attı.
Fred bir topa tekme attı.
Topu Tom'a fırlattım.
Dün futbol oynadık.
Her gün futbol oynarım.
O futbolu seviyor.
Topu her iki elinle tut.
Her gün futbol oynarım.
Ben futbol oynadım.
Lütfen Topu bana at.
Hadi futbol oynayalım!
Dün futbol oynadık.
Tom futbolu seviyor.
Dün futbol oynadım.
Futbolu hep sevdim.
Ken her gün futbol oynuyor.
- Ben televizyonda futbol izlemekten hoşlanırım.
- TV'de futbol maçı izlemeyi seviyorum.
- O futbol oynar.
- Futbol oynar.
Dün futbol oynadık.
Lütfen Topu bana at.
Futbol oynamaktan hoşlanırız.
Futbol oynamak hoşuma gidiyor.
Futbolu beyzbola tercih ederim.
Dün futbol oynadım.
Tom her iki eliyle topu yakaladı.
Tom tek elle topu yakaladı.
Dün futbol oynadın.
Yağmur yağmasına rağmen futbol oynadık.
O, futbolu beyzbola tercih eder.
O yarın futbol oynayacak.
O, futbol oynamayı sever.
- Her cumartesi futbol oynarız.
- Her cumartesi futbol oynuyoruz.
Ne kadar süre futbol oynadın?
Futbolda iyi.
O gençken bazen futbol oynardı.
Tom iyi bir futbol oyuncusu.
Neredeyse her gün futbol oynarım.
Çocuk yeni sopası ile topa vurdu.
Futbol oynayabileceksin.
Okuldan sonra futbol oynamak eğlencelidir.
O, bu öğleden sonra futbol oynamak istiyor.
Okuldan sonra futbol oynayacağım.
Bizimle futbol oynamak ister misin?
Tom oğluyla yakalama oynuyor.
Bu odada top oynama.
Bazı insanlar beyzbol sever, diğerleri futbol sever.
Dersten sonra sık sık futbol oynarım.
O, futbol oynarken kolunu kırdı.
Onlar parkta her öğleden sonra top oynarlar.
Sadece beyzbolu değil futbolu da sever.
Ama o arkadaşıyla futbol oynuyor.
Tom topu aldı ve sonra onu havaya fırlattı.
- İngiltere demek; futbol, balık ve patates kızartması ve de kraliçe demektir.
- İngiltere; futbol, balık ve patates kızartması ve de kraliçe demektir.
Ben futbol oynadım ve kız kardeşim tenis oynadı.