Examples of using "Kłopot" in a sentence and their turkish translations:
O, beni ilgilendiren bir şey değil.
- Onun büyük bir sorunu var.
- Onun başı belada.
Ben sizi rahatsız ettiğim için gerçekten üzgünüm.
Sanırım karımla başım belada.
Sorun şu ki, bunun olası olmadığını bulmuştuk.