Examples of using "Jedli" in a sentence and their turkish translations:
Herkes aynı şeyi yedi.
Tom ve Mary'nin eskimo dondurmalar yediğini gördüm.
Fakat günlerdir bir şey yemediler. Annenin avlanması gerek.
Eve döndüğümde Tom ve Mary zaten akşam yemeği yiyorlardı.