Examples of using "Jechać" in a sentence and their turkish translations:
Gitmeye karar verdim.
Evet, gidebiliriz.
Gitmemeye karar verdi.
Trenle gitmek istiyorum.
Otobüse binip gidebilirim.
Dick kendi başına gitmeyi planlıyor.
ABD'ye gitmek istiyorum.
Boston'a gitmek istiyorum.
- İstanbul'a gitmem lâzım.
- İstanbul'a gitmeliyim.
Boston'a gitmeye karar verdim.
- O onun yalnız gitmesine izin verdi.
- O ona yalnız gitmesi için izin verdi.
Fransa'ya gitmeye karar verdi.
- Hastaneye gitmek zorundayım.
- Hastaneye gitmem gerekiyor.
Boston'a gitmek zorunda kaldım.
Eğer istiyorsan, gidebilirsin.
Hawaii'ye gitmek istiyorum.
- Şehre inmek istiyorum.
- Şehre gitmek istiyorum.
- Kente gitmek istiyorum.
Gitmek zorunda olduğunuz için üzgünüz.
O tek başına gitmemeli.
O, İngiltere'ye gitmeye kararlıydı.
O, Japonya'ya gitmek istemedi.
Tom Boston'a gidebilir.
Yarın Danimarka'ya gitmek zorundayım.
Yarın Boston'a gideceğim.
Başka bir ülkeye gitmek istiyorum.
Tom Boston'a gitmek istedi.
İtalya'ya gitmek istemiyorum.
Bütün gece araba sürmeyi ciddi olarak düşünüyor musun?
Otobüse binmektense yürümeyi tercih ederim.
Ailem tek başıma gitmeme izin vermedi.
Neden Boston'a gitmek istemedin?
Neden Avustralya'ya gitmemeye karar verdin?
Oraya tek başıma gitmemeliydim.
Bazılarımız gitmek için istekli olabilir.
Tom Boston'a gitmeye istekli.
kurtarma ekibini çağırmalı ve bir hastaneye yetişmelisiniz.
Boston'a gitmen gerektiğini düşünmüyorum.
Tom Boston'a gitmek istediğini söylüyor.
Ona Boston'a gitmek istediğimi söyledim.
Tom Boston'a gitmek istediğini söyledi.
Gelecek hafta Avrupa'ya hareket etmeyi planlıyorum.
Gelecek haftadan sonra Boston'a gitmem gerekiyor.
Sanırım doğruca Boston'a gitmeliyiz.
Tom Mary'nin araba sürmesine izin vermemeliydi.
O arabayı eve süremeyecek kadar çok sarhoştu.
Tom Mary ile Boston'a gitmek istiyordu.
Her zaman yapmak istediğim bir şey ailemle kamp yapmaya gitmek.
Tom gerçekten Mary ile Boston'a gitmek istedi.
Hiçbir yere gidemiyorum.
Neden Tom'la Boston'a gitmemeye karar verdin.
Tom gerçekten hiç Boston'a gitmek istemedi.
Tom bana Boston'a gitmeyi planladığını söyledi.
Tom Boston'a gitmeyi planlamadığını açıkça belirtti.
Tom'un Boston'a neden gitmek istediğini anlayabiliyorum.
Tom Noelden sonraki gün Boston'a gitmeyi planlıyordu.
Keşke arabanı kullanmama izin versen.
Tom Mary'ye yurt dışına gitmeyi isteyip istemediğini sordu.
Hem Tom hem de ben Boston'a gitmek istiyoruz.
Bu yaz seyahat etmek istiyorum ama nereye gideceğimi bilmiyorum.
Gitmeyi ciddi olarak düşünüyor musun?
Ciddi olarak gitmemeyi düşünüyor musun?
Tom öğrenim yapmak için Boston'a gitmeye karar verdi.
Yarın oraya gitmek zorunda olacağım.
Yurt dışında bir geziye davet edildim, ama ben gitmek istemiyorum.
Tom Mary'nin neden Boston'a gitmek istediğini biliyordu.
Fransa'ya gideceksen Fransızcanı tazelemen gerekir.
Babam kız kardeşimin Boston'a gitmesine izin vermeyecek.
Boston'a gitmek istediğimden çok emin değilim.
Boston'a gitmek istemiyormuş gibi davranmayacağım.
Tek yönlü bir caddede ters yönde sürmemeye dikkat edin.
Tom'la Boston'a gitmek istediğine emin misin?
Tom'un seninle Boston'a gitmek isteyeceğini sanmıyorum.
Belki Tom'u ziyaret etmek için gelecek hafta Boston'a gitmeliyiz.
Tom Boston'a gitmeyi planladığını söylediğinde şaşırdım.
Tom muhtemelen gelecek hafta Boston'a gitmek zorunda kalacak.
Geçen yaz bir eşekarısı beni soktu ve acil servise gitmek zorunda kaldım.
Tom çocuklarının bizimle kamp yapmasına izin vermeliydi.
Bir düğüne katılmak için gelecek hafta Boston'a gitmem gerekiyor.
Tom yaz tatili başladıktan sonra elinden geldiği kadar çabuk Boston'a gitmeyi planlıyor.
Tom'un o eski kamyonu sürmesine izin veremezsin. O senin yeni arabanı sürsün.
Geriye doğru bakıldığında, ben muhtemelen oraya onunla gitmemem gerekirdi.
Öğrenim görmek için İngilizce konuşan bir ülkeye gidemiyorsanız, belki İngilizce öğrenmenize yardım edebilecek yakında yaşayan ana dili İngilizce olan birini bulabilirsiniz.