Examples of using "Całej" in a sentence and their turkish translations:
Dünya'nın dört bir yanında
Bütün gücünüzü kullanın.
Tüm gerçeği bilmiyorum.
Tüm gezegen çapında trilyonlarca yaratık yapar bunu.
- Ev ödevimin tamamını henüz bitirmedim.
- Henüz bütün ev ödevimi bitirmedim.
Koca adada sadece tek dükkan var.
Tüm suçu bana yükleyemezsin!
- Bir torba patates kızartmasının hepsini yememeliydim.
- Patates çipsinin tüm torbasını yememeliydim.
Nükleer silahlar tüm insanlık için bir tehdittir.
Buradaki kıyıda bunlardan bir sürü var.
bugün tüm Asya'da gördüğünüz girişimciliğin yükselişini açıklayabilir.
Yer kar ile kaplıdır.
Bütün bir popülasyonun tek bir yerde olması çok büyük bir risk.
Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın!
Ben berbat şekilde başarısız oldum.
O, bütün dersi ezberleyerek tam not aldı.