Translation of "Aparat" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Aparat" in a sentence and their turkish translations:

- Ona kupiła synowi aparat.
- On kupił synowi aparat.

O, oğluna bir kamera aldı.

Kupię córce aparat.

Kızım için yeni bir fotoğraf makinesi alacağım.

Widziałeś mój aparat?

Kameramı gördün mü?

Jimowi skradziono aparat.

Jim kamerasını çaldırdı.

Kupiłem dobry aparat.

İyi bir kamera aldım.

On ma niezły aparat.

Onun iyi bir kamerası var.

Znalazł zepsuty aparat fotograficzny.

O, bozuk bir kamera buldu.

Mój aparat to Nikon.

Kameram Nikon'dur.

Chcę ten aparat fotograficzny.

Ben bu fotoğraf makinesini istiyorum.

Wczoraj kupiłem ten aparat.

- Bu kamerayı dün aldım.
- Bu kamerayı dün satın aldım.
- Bu fotoğraf makinesini dün aldım.

Czy masz aparat fotograficzny?

- Bir kameran var mı?
- Fotoğraf makinen var mı?

Zabrałem ze sobą aparat.

- Ben kamerayı beraberimde götürdüm.
- Kamerayı yanıma aldım.

Tom kupił nowy aparat.

Tom yeni bir fotoğraf makinesi aldı.

Ktoś zniszczył mój aparat.

Birisi kameramı bozdu.

Dam ci ten aparat fotograficzny.

Bu kamerayı size vereceğim.

W klasie zostawiono drogi aparat.

Sınıfta bırakılmış pahalı bir kamera vardı.

Tata kupił mi aparat fotograficzny.

Babam bana bir kamera aldı.

Dwa dni temu kupiłem aparat.

İki gün önce bir kamera aldım.

Mam inny aparat niż ty.

Benim kameram seninkinden farklıdır.

Moja córka ma aparat ortodontyczny.

Kızımın diş telleri var.

To aparat fotograficzny mojej siostry.

O benim kız kardeşimin kamerası.

Tom kupił wczoraj aparat fotograficzny.

Tom dün bir kamera satın aldı.

A gdzie jest mój aparat?

Ve kameram nerede?

Zostaw mój aparat fotograficzny w spokoju.

Benim kameramı yalnız bırakın.

Tom zgubił w Bostonie swój aparat.

- Tom Boston'da kamerasını kaybetti.
- Tom, Boston'da fotoğraf makinesini kaybetti.
- Tom, fotoğraf makinesini Boston'da kaybetti.

Nie podoba mi się ten aparat.

Ben bu kamerayı sevmiyorum.

Czy może pan polecić jakiś dobry aparat?

Bana iyi bir kamera tavsiye edebilir misiniz?

To aparat tego samego typu, jaki zgubiłem.

Bu, kaybettiğim kamera ile aynı model.

Mój aparat jest o wiele lepszy od twojego.

Benim kameram seninkinden çok daha iyidir.

Myślę, że to czas, żebym kupił nowy aparat.

Sanırım yeni bir kamera almamın zamanıdır.

Nie stać mnie na taki dobry aparat, jak twój.

Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.

Tom zawsze nosi ze sobą aparat fotograficzny gdziekolwiek idzie.

Tom nereye giderse gitsin her zaman yanında bir kamera taşır.

To było nieostrożne z twojej strony, żeby zostawić aparat w taksówce.

Kameranızı takside bırakmanız sizin dikkatsizliğinizdi.

Znowu wziąłem aparat i zacząłem robić to, co kocham i co umiem.

Sonra tekrar kameramı alıp sevdiğim ve bildiğim şeyi yapmaya başladım.