Translation of "Adres" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Adres" in a sentence and their turkish translations:

- Sprawdziłem adres.
- Wyszukałam adres.

- Adrese baktım.
- Adresi ziyaret ettim.

Zmieniliśmy adres.

Biz adresimizi değiştirdik.

Znasz adres Toma?

Tom'un ev adresini biliyor musun?

Znasz adres Tom'a?

Tom'un adresini biliyor musun?

Napisz tutaj swój adres.

Adresini buraya yaz.

Podaj mi swój adres.

Adresinizi bana bildirin.

Mam nowy adres email.

Yeni bir e-posta adresim var.

Zna pan adres docelowy?

Bir adresin var mı?

Proszę napisać swój adres.

Adresini yaz, lütfen.

Jaki jest adres Toma?

Tom'un adresi nedir?

- Jaki jest pana adres e-mail?
- Jaki jest pani adres e-mail?

- E-posta adresin ne?
- E-posta adresiniz nedir?

Jaki jest twój adres domowy?

Ev adresin nedir?

W zeszłym miesiącu zmieniłem adres.

Geçen ay adresimi değiştirdim.

Zapiszę twoje nazwisko i adres.

Adınızı ve adresinizi yazacağım.

Zapisz swoje nazwisko i adres.

Adını ve adresini yaz.

Wpisz swoje imię i adres.

Adınızı ve adresinizi doldurun.

Napisałem błędny adres na kopercie.

Zarfın üstüne yanlış adres yazdım.

Zapytała mnie, czy znam jej adres.

Bana onun adresini bilip bilmediğimi sordu.

Zapytała mnie czy znam jego adres.

Onun adresini bilip bilmediğimi sordu.

Jaki jest twój adres e-mail?

Elektronik posta adresin nedir?

Proszę zapisać tutaj swój adres kontaktowy.

Lütfen buraya iletişim adresinizi yazınız.

Gdyby znała twój adres, napisałaby do ciebie.

Eğer adresini bilseydi, sana yazardı.

Od jutra ten adres email będzie niepoprawny.

Yarından itibaren bu e-posta adresi artık geçerli olmayacaktır.

Mogę prosić o Pana nazwisko i adres?

Sana adını ve adresini sorabilir miyim?

Gdybym znał jej adres, napisałbym jej list.

Eğer onun adresini bilseydim, ona bir mektup yazardım.

Tak przy okazji, jaki jest twój adres?

Bu arada, adresiniz nedir?

Proszę przesłać moją wiadomość na ten adres.

- Lütfen postalarımı bu adrese yönlendirin.
- Lütfen postamı bu adrese gönderin.

Tom zmienił ostatnio swój adres e-mail.

Tom son zamanlarda e-posta adresini değiştirdi.

Gdybym wtedy znał jego adres, napisałbym do niego.

Adresini bilseydim, ona mektup yazardım.

Ona napisała imię i adres, zgodnie z prośbą.

O istenildiği gibi adı ve adresi yazdı.

Tom spytał Mary, czy zna jego nowy adres.

Tom Mary'ye onun yeni adresini bilip bilmediğini sordu.

Gdybym znał jej nazwisko i adres, mógłbym do niej napisać.

Onun adını ve adresini bilsem ona yazabilirim.