Examples of using "Swój" in a sentence and their turkish translations:
Odanızı temizleyin.
Arabanı nereden aldın?
O kalkışını ertelemeye karar verdi.
- Onlar korkularıyla baş edebilirler.
- Onlar korkularının üstesinden gelebilirler.
- Korkularını yenebilirler.
Onlar amaçlarına kavuştular.
Ben kalemimi kaybettim.
Hedefine ulaştın.
Onlar amaçlarına ulaştılar.
Yorumumu sildim.
Ben çantalarımı kontrol ettim.
Odanızı temizlediniz mi?
Ceketini çıkart.
- Bilgisayarınızı getirin.
- Bilgisayarını getir.
Sen ülkene ihanet ettin.
Ceketini al.
Sen evini satacaksın.
Mağazamı kapatıyorum.
Bilgisayarını yeniden başlat.
Estonya'nın kendi milli marşı vardır.
biraz da bu öfkenin sonucu olarak
Sanırım biletimi kaybettim.
Adresini buraya yaz.
Mary bisikletini yağladı.
Arabanı bana satar mısın?
Onlar korkularının üstesinden gelebilir.
- Evinizi ona satar mısınız?
- Evini ona satacak mısın?
Sen kendi pisliğini temizle.
Evimi satmak zorundayım.
Günlüğünü yazıyor.
Ben pasaportumu bir yere bıraktım.
- Arabanı niye sattın?
- Otomobilini niye sattın?
Bana ait bir oda istiyorum.
Tom evini yeniledi.
Emily telefonunu kırdı.
Lütfen odanı temizle.
Adresinizi bana bildirin.
Senin kendi odan var mı?
Kişiliğini tamamen değiştirdi.
Pasaportunu çıkardı.
Tom kalemini kaybetti.
Bana bahçesini gösterdi.
Dövmemi çıkartmak zorunda kaldım.
Tom boya fırçasını yere koydu.
Bana cüzdanını ver.
Tom onun sırrını açığa çıkardı.
Dün raporumu teslim ettim.
- Lütfen ceketinizi koyunuz.
- Lütfen ceketini çıkar.
Onlar hedefine ulaştı.
Estonya'nın kendi ulusal marşı vardır.
Tom saatini onardı.
Bana saatini ver.
Hamleni yap, Tom.
Tom akşam yemeğini yedi.
Emniyet kemerini tak, lütfen.
Adresini yaz, lütfen.
Lütfen paltonuzu asın.
- Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen.
- Sözlüğünü bana ödünç ver, lütfen.
- Lütfen sözlüğünü bana ödünç ver.
Ayrıca liderlik becerilerini geliştirmeleri
Bana kalemini ödünç verir misin?
Bana sözlüğünü ödünç verir misin?
Okul çantanı nereden aldın?
İngilizce becerilerimi geliştirmek istiyorum.
O kalkışını ertelemeye karar verdi.
Kılıcını bana ver.
Tom evini satacak.
Hissetme biçimimizi değiştirmeliyiz.
Her gece, bölgelerinde devriye geziyorlar.
- Her şeyin bir sonu olması gerekir.
- Her şeyin bir sonu olmalı.
Şirket imajını geliştirmeye çalışıyor.
Şapkanı askıya as.
Onun kişisel bir konuşma tarzı vardı.
Bagajını istasyonda bıraktı.
Mektubunuza bir cevap aldınız mı?
Cep telefonunun pilini şarj ettin mi?
O sinema biletini kaybetti.
Herkesin zayıf noktaları vardır.
- Tom sırrını bana anlattı.
- Tom bana sırrını söyledi.
Her kural için istisnalar vardır.
Tom bana odasını gösterdi.
Yaşını gizli tutuyor.
O, odasını temizlemeli.
Bana bisikletini ödünç verir misin?
Telefonumu kırdım.
O, pazar günü odasını temizledi.
Tom yağmurluğunu çıkardı.
Bana telefon numaranı ver.
Buralarda bir yerde anahtarımı kaybettim.
Tom sakince silahını yeniden doldurdu.
Tom hızla tabancasını yeniden yükledi.
Tom cüzdanına uzandı.
Tom silahına uzandı.
Paraşütünüzü açmayı unutmayın.
Bugün raporumu teslim etmek zorundayım.
İsveç'in kendi dili vardır.
Bana telefon numaranı ver.
Boş zamanını nerede geçirdin?
Ceketini giy.
Öğle yemeğini bitirdin mi?