Examples of using "이야기가" in a sentence and their turkish translations:
ve karşıt görüşlüler...
Dili, gözle görülür hâlde.
İşte bu sebeple hikâyeler güçlüdür
Hikâyenin en alçak noktası.
Sonra hikâye farklı bir yol aldı
Küçük bir hikâye:
Bu, çok karmaşık bir hikaye haline geliyor.
Kelimenin tam anlamıyla anlatıdan çıkarılıyor demek istiyorum.
Bu şekilde hikâyeler hep hayatta kaldı ve hayatta kalmaya da devam edecek.
LB: Yine de Arifeen'in hikayeleri vardı.
ve Arifeen'in hikayesini çok seviyorum.
Belle'in hikâyesi doğru bile olsa
Şöyle başlıyor:
Böylece dönüp dolaşıp hikayeden toplumsallığa geldik.
ama bu sefer sadece Çin'in hikayesi değil.
ama neden hikâyelerin cezbedici olduğunu değil.
her kalemin de bir hikâyesi.
Bu vahşi ortamla temas hâlindesin ve seninle konuşuyor.
fikirden hikâyeye -- ve hepsinin hatırlanması.
çünkü onun altında başka bir hikâye daha var
Mektubunda bana şöyle yazmıştı,
İnsanlar onun hikâyesini, doğruluğunu teyit etmeden paylaştılar.
Bu sadece bağlı olduğumuz hikâyeler için geçerli değil
İşte hikâyenin içinde hikâye:
Tek başına diyetin işe yaramadığı binlerce başka hikâye olabilir