Examples of using "어려운" in a sentence and their turkish translations:
Zor bir karar.
Bu daha iyileşebileceğimiz bir konu.
Bunlar zor sorular.
Bu zor bir karar, ama size bağlı.
Öğürmemek çok zor olmalı.
Bu anlatmanın kolay olmadığını bir şey.
Bu zor bir karar, bu yüzden akıllıca bir karar verin.
Ele alınması gereken bazı zor sorunlar var:
Sohbet, demokrasi konseptindeki en zorlu şey
Bu kadar zor olmasının sebebi de budur.
İşin aldatıcı tarafı şu ki, Şu anda ABD'de
Zor bir karar ama karar sizin.
Para toplamak çok zor olduğu için...
Bazen hayatta kötü geçen dönemlerimiz olur.
Kış, işin zor kısmını halletmiştir.
Öğrendiğim bazı şeyler kolay değildi.
Kolay olmalı, başka kimse bilmeyecek.
"O zaman otobüs satın alalım, atla deve değil" dedim.
ilerideki güzergâh da zor kararlar almayı gerektiren engellerle dolu olacak demektir.