Translation of "문제를" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "문제를" in a sentence and their turkish translations:

여러분은 문제를 말하고 문제를 탐색하고

Problemi belirlersiniz. Problemi araştırırsınız.

시장은 문제를 해결하기 보다 자체적으로 문제를 만들어 낼 것입니다.

piyasalar, kaçınılmaz olarak çözdüğünden fazla sorun yaratıyor.

전반부는 문제를 탐색하고

İlk yarı, problemi keşfetmek

많은 사람들이 수학 문제를 풀 때 긴장해서 문제를 못푼다거나 불안하다고 합니다.

Çoğu insan matematikte tıkanıyor ya da ondan endişe duyuyor.

문제를 그려내 보여주기 때문이거든요.

çünkü bence sihrin büyük kısmının

문제를 더 잘 해결하고

daha iyi problem çözücüler,

문제를 해결하기엔 너무 늦었을지도 모릅니다.

ve artık neredeyse çok geç.

하지만 테크놀로지는 문제를 야기하기도 합니다.

Aynı zamanda teknolojinin nasıl sorunlara yol açabileceğini de görüyoruz.

그런데 갑자기 이상한 문제를 내셨습니다.

Sonra tuzak soruyu sordu:

저는 전체적인 문제를 이해하고 싶었어요.

Bütün problemi anlamak istiyordum.

공간적 정의 문제를 해결하기 위해

Mekânsal adaleti sağlayabilmek ve problemi ele alabilmek için

어떤 사람들은 나가서 문제를 일으킵니다.

Bazı insanlar ayrılacak ve sorunları.

그리고 이 정신건강 문제를 치료하기 위해

ve her yıl bu ruhsal bozukluğu tedavi etmek için

우리가 문제를 좀 더 제대로 인식하고

Bu yüzden sorunu daha doğru bir şekilde yeniden çerçevelendirirken

때때로 우리는 당면한 문제를 해결하기 보다는

Bazen sorunlarımızla uğraşmak yerine

그리고 그것이 문제를 일으키고 있는 것이죠.

ve bu küçük bir soruna yol açıyor.

어떻게 우리 젊은이들이 이 문제를 바로잡을지,

gençler olarak bunu nasıl çözeceğimizi,

여러분은 통찰력을 잘 이용해 문제를 해결합니다.

Sezginizi araştırırsınız ve problemi çözersiniz.

하지만 과학기술이 이런 문제를 해결하고 있습니다.

Neyse ki teknoloji bu deneyimi kolaylaştırmaya başladı.

보통 자신 스스로의 문제를 인식하지 못합니다.

Kendi yolunuzdaki sorunları fark etmiyorsunuz

그래서 저는 다른 각도에서 문제를 바라보기로 했습니다.

Bu yüzden probleme farklı bir açıdan yaklaşmaya karar verdim.

문제를 해결할 통찰력이 생기게 해 주기 때문이죠.

çünkü beraberinde problemi çözmek için içgörü getirir.

사람들은 이 문제를 다루길 바라고, 유연성을 바라고,

İnsanlar önemli işler yapmak istiyor, esneklik istiyor,

제가 왜 이런 문제를 살피고 있는지 궁금하신가요?

Neden bunca zahmete girelim?

그리고 우리가 문제를 파고들고 변화를 만드는 순간이,

Ve en çok rahatsız olduğumuz ve merak ettiğimizde,

이러한 문제를 먼저 알려주는 위험신호는 대학 캠퍼스들 입니다.

Bu sorunun erken uyarıcısı (maden kanaryası) kolej kampüsleri.

여기서 말하는 혁신이란 인간이 처한 문제를 해결하는 것이고

İnovasyon, insani sorunları çözdüğümüz işlemdir;

이들은 거의 두 배 가까이 심장 문제를 겪었습니다.

Ayrıca kardiyak vaka oranı neredeyse iki katına çıktı,

더 이상 이 까다로운 문제를 외면할 수 없습니다.

Bu sıkıntılı sorunu daha fazla görmezden gelemeyiz.

우리가 이 문제를 다루어 온 것은 아무도 모릅니다.

Bu problem üzerinde çalıştığımızı bilen yoktu

더 나아가 유머는 우리가 문제를 풀도록 도와주기까지 해요.

Mizah sorun çözme konusunda bize daha da çok yardımcı olur

그래서 우리가 더 많은 문제를 해결할수록 더 번영하는 것입니다.

ve problem çözdükçe daha refah oluruz.

지금 세계는 이 문제를 해결할 수 있는 처지가 아닙니다.

Dünya bu eksiği kapatacak durumda değil.

우리는 베이 지역에 더 큰 노숙자 문제를 떠안고 있습니다.

Körfez alanında daha büyük bir evsiz problemi var.

하지만 이제 학교의 역량만으로 문제를 해결할 수 있다고 생각하지는 않습니다.

ama artık bu sorunu çözmede okulların yeterliklerini sorgulamıyorum.

그에 대한 해결책은 새로운 문제를 낳고 그걸 차례로 해결해 나가야 하죠.

ve çözümler de sırası geldiğinde çözümlenecek yeni sorunlar doğurur.

한국의 LG도 똑같은 기술적 문제를 가지고 있었어. 그래서 어떻게 했는지 알아?

Güney Koreli LG aynı teknolojiyi ve aynı sorunu elde etti. Peki ne yaptılar? OLED