Translation of "사람들이" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "사람들이" in a sentence and their turkish translations:

사람들이 만나고

Meydan, insanların buluştuğu yerdir.

감염된 사람들이 많을수록 더 많은 사람들이 감염될 것이고

virüs bulaşan insan sayısı arttıkça virüs kapan insan sayısı arttı

많은 사람들이 말하죠.

Bir çoğunuz,

연필은 일반적으로 사람들이

Ayrıca kurşun kalem sıradan bir kullanıcının

많은 사람들이 선택한 카드는

çünkü çoğu insanın seçtiği kart

일하는 사람들이 55명이 있었어요.

Toplam 55 kişiydiler.

버림받은 바로 그 사람들이

Daha önce kendilerinden vazgeçilen kişiler

고용된 사람들이 당하는 일이죠.

CEO’ların kendileri yerine acı çekecek çalışanları var.

나머지 사람들이 그걸 걱정할까요?

Bu dünyanın geri kalanının umrunda olmalı mı?

그리고 사람들이 만족하도록 하려면

Ve bu insanları daha fazla memnun etti,

모든 유색 인종의 사람들이

Tüm renklerden ve ırklardan insanların şirket basamaklarını tırmandığı,

사람들이 제 앞으로 옵니다.

ve akli sorunlarıyla.

이 멍청이로 추정되는 사람들이

Bu moron saydığım kişiler

이는 사람들이 더 정직해지거나

bu yöntem insanların daha dürüst

희망사항으로, 사람들이 올 때

Umarım, insanlar geldikçe

왜냐하면 사람들이 마술을 접하는 것은

çünkü insanlar sihre,

저는 사람들이 세상을 어떻게 추론하는지,

İnsanların dünya hakkındaki çıkarımları nasıl yaptığını; sonuca nasıl vardığını,

사람들이 어떻게 생각하는지를 알려주지도 않고요.

insanların nasıl düşündüğüyle ilgili bir şey söylemez,

그 사람들이 다 성공하지는 않아요.

hala istedikleri yerde değiller.

온 동네 사람들이 레니를 알았어요.

Köydeki herkes Lenie'yi tanırdı.

사람들이 많은 곳으로 외출할 때

Dışarıda olduğumda

그로 인해 이주가 불가피한 사람들이

ve aynı zamanda insanların dolaşımını,

사람들이 공룡이 놀랍다고 생각하는 이유는

İnsanlar dinozorların niçin ilginç olduğunu düşündüklerinde

많은 사람들이 감정을 예술로 표현합니다.

Birçok sanatçı duygularını sanatına koyar.

그래서 사람들이 제 이야기를 읽으면서

ve hikâyemin başka biri tarafından okunduğu ve duyulduğu dünyalar,

어떤 사람들이 말하고 다닌 이야기이다.

bazı insanların anlatmayı tercih ettiği bir öykü

우리가 이제 우리처럼 생긴 사람들이

Irkçılık düşüncesinin en başta bizim gibi görünen

지하실에서도 자고 있는 사람들이 있었습니다.

ve aşağıda bodrumda uyuyan bir grup daha vardı.

사람들이 보기에는 피부색이 진하고, 뚱뚱하고,

Bakıp da çok kahve tenli, çok şişman,

사람들이 저도 다르게 대할 거예요."

bunu anlatırsan belki bana farklı davranırlar."

그 말은 6억 명의 사람들이

Bu, hala çevrimdışı veya bağlantı dışı olan

사람들이 우리를 더 자주 선택하겠죠.

daha fazla insan bizi seçecektir.

많은 사람들이 아침마다 뉴스를 접하며

İnsanların pek çoğu sabah haberlerini

사람들이 왜 법을 지키느냐를 연구하다

uzun zaman önce 70'lerde çalışmaya başladığında insanların

보시다시피 사람들이 질문을 이해하기만 하면

İnsanlar soruyu anladığında

사람들이 중국 정부 문서를 찾아냈죠

İnsanlar devlet belgelerini ortaya çıkardılar ...

매일 전세계 사람들이 TEDx로 모입니다

her gün, insanlar TEDx etkinlikleriyle dünyanın her tarafında bir araya geliyor,

왜냐하면 아시다시피, 이것은 사람들이 물어보는 질문으로,

çünkü biliyorsunuz, bu soru günlük hayatımızda insanların bize sorduğu sorulardır,

사람들이 그것들을 찾는데 불편해하지 않아야만 해요.

insanların tedaviye başlama konusunda rahat hissetmelerine ihtiyaç duyarız.

다른 사람들이 그 자릴 채우게 됩니다.

başkalarının geldiğini görürüz.

실제 사람들이 이런 일을 할 때는

Ciddi insanlar bu işi yaparlar,

제 말을 듣고 있을지도 모르는 사람들이

beni dinleyen insanlardan, halâ dinliyorlarsa tabii,

사람들이 왜 사회문제에 적극적으로 관여하지 않는지

İnsanların neden dahil olmadıklarını,

이런 사람들이 함께 살고 일하고 있습니다.

Bu insanlar birlikte çalışıyor ve yaşıyorlar.

그곳 사람들이 직접 피해를 본다는 것입니다.

direkt olarak etkilenecek.

왜 전 세계 수억 명의 사람들이

Ve neden dünya çapında yüz milyonlarca insan

사람들이 복수에 대해 이야기하는 걸 거부하고

Sergio tüm intikam önerilerini reddetti

사람들이 그 변화를 받아들이는 건 어렵습니다.

Değişimleri kabullenmek insanlar için pek kolay değildir.

많은 사람들이 밖에서 아수라장을 구경하는 동안

Dışarıda büyük bir kalabalık toplanıp kargaşayı izlerken

‎일찍 일어난 사람들이 ‎보도를 채우기 시작합니다

Erkenciler kaldırımları doldurmaya başlıyor.

수백만 명의 사람들이 향상될 수 있습니다.

tüm iş kategorisini hayal edebilirsiniz.

그러나 예컨대 보수적 가치관을 가진 사람들이

Ancak şunu düşünün,

그럼 사람들이 느끼는 공정성은 어디서 시작할까요?

Peki bu adil yargılanma algısı ne ile başlar ?

"왜 사람들이 대왕조개 보호에 신경써야 할까?”

''İnsanlar dev midyeleri korumayı niçin önemsesinler?''

사람들이 매일 이 풍경을 지날 때

Yine umuyorum ki insanlar her gün bu parktan geçtiklerinde

파리의 모든 사람들이 갑자기 왕정복고주의자가 되었다.

Paris'teki herkes aniden bir kraliyetçiydi, bir kez daha.

수백만의 사람들이 직장을 잃지 않아도 된다면?

Ya milyonlarca insan işlerini kaybetmek zorunda değilse?

운동과 레저용으로 옷을 사는 사람들이 늘어났고

ve insanlar gündelik yaşamları veya atletik amaçlar için bunları aldıkça...

사람들이 저에 대해 안타까워하길 원하지 않습니다.

insanların benim adıma kötü hissetmesini istemiyorum.

사람들이 왜 "그런 느낌"이라고 말할까요?

Neden şu fiili kullanırız, doğru "gelmez"?

그 때가 사람들이 실제적이고, 명확하고 광범위한 변화의

İşte o zaman gerçek, önemli

많은 사람들이 기후 변화로 인해 이주하고 있고,

insanlar iklim değişikliği yüzünden göç ediyor

오랑우탄은 사람들이 나가기를 바라지만 해치려는 의도는 없어요

Yollarından çekilmeni istiyorlar ama sizi yok etmek istemiyorlar,

사람들이 다른 행성에 사는 걸로 끝나는 이야기입니다.

ve insanların başka bir gezegende yaşamasıyla son buluyor.

그래서 온라인 상의 이러한 아주 못된 사람들이

Bu internetteki iğrenç, rezalet insanlar

저는 사람들이 즐거움을 잃었을 때의 증언을 수집합니다.

İnsanlar keyfi kaybettiğinde ona giden geçitler topluyorum.

사람들이 이야기했던 저의 모든 문제점을 극복하기 위해서요.

sorunları aşmak için çalışabileceğim en sıkı şekilde çalıştım.

낮잠이나 카페인도 허용되지 않았습니다. 모든 사람들이 괴로워했었죠.

Şekerleme veya kafein yok bu arada, yani katılımcıların hâli perişan.

견해를 가진 사람들이 오래된 교리에 도전하고 있었어요.

Fikir adamları eski doktrinlerle mücadele ediyorlar.

많은 사람들이 유의미한 소음에 노출되고 있기 때문입니다.

ve birçok insan belirli gürültü seviyelerine maruz kalıyor.

이런 다른 사람들이 하나의 인종으로 공존하고 있습니다.

Tüm bu insanlar tek bir ırk gibi harmoni içinde birlikteler.

비슷한 사람들이 서로 어울린다는 동종선호의 이론이 대중매체나

Popüler medya ve girişim sermayesi literatüründeki yaygınlığını düşünerek

하지만 모든 사람들이 제 당선을 반기진 않았죠.

ancak bir süre sonra fark ettim ki bu durumdan herkes hoşnut değildi

대부분의 사람들이 비슷한 답을 할 거라 생각해요.

Korkarım bu pek çoğumuzun vereceği türden bir cevap.

사람들이 어떻게 살고 서로 어떻게 소통하는지의 이야기였습니다.

İnsanların nasıl yaşadığı ve birbirleri ile nasıl iletişim kurduklarıyla

가난한 사람들이 좀 더 부유한 이주자들에 의해

Çünkü fakir sakinlerin mahallelerinden edilip

하지만 더 많은 사람들이 저를 보수주의자들과 어울리는

Muhafazakârlarla geçinebilen bir liberal olduğum için

사람들이 자기 이름을 부르면 알아보기 쉽게 바꿨습니다.

adınızı vurgular hâle getirdik ki görmek daha kolay olsun.

지금부터 사람들이 이 닦는 모습을 보여드리려 합니다.

Bir dizi diş fırçalama görseli paylaşmak istiyorum,

오슬로에서는 전기 차량을 가진 사람들이 얼마나 열성적으로

Ve Osla'da Elektrikli Araç sahiplerinin tecrübelerini çevrelerindekilere anlatma

"사람들이 노숙자랑 같이 점심 안 먹을거야." 했습니다.

"İnsanlar evsizlerin olduğu yerde öğle yemeklerini yemeyecekler."

수많은 사람들이 이 산을 보려고 네팔을 찾습니다.

insanlar bu dağı görmek için Nepal'e geliyor

양약을 피하는 많은 사람들이 사망자 수를 증가시키고 있죠

Modern tıptan kaçınanların olması ölü sayısını artırıyor.

수화기 너머 사람들이 비명을 지르고 우는 소리가 들렸습니다.

göz yaşartıcı gaz bombası nedeniyle

저는 대부분의 사람들이 두려워하는 일을 아무렇지 않게 합니다.

çoğu insanın ödünü koparan şeyleri yaparken sakinim.

3/4 정도의 사람들이 들어본 적 없다고 답해요.

İnsanların dörtte üçü "Hayır" dedi.

사하라 사막 이남 지역에 수억 명의 사람들이 있죠.

Sahra altı Afrika'da yüz milyonlarca insan var ve

둘, 다섯, 열, 백명의 사람들이 불편한 변화를 요구한다면

İki, beş, on, yüz kişinin zahmetli bir değişimi talep etmesini ise

RH: 우린 사람들이 즐거워할 때 많은 희열을 느낍니다.

RH: İnsanları mutlu etmekten oldukça zevk alıyoruz,

때로는 사람들이 하는 행동을 이해하는 편이 더 쉽죠.

Bazen insanların ne yaptıklarını anlamak daha kolay,

이렇듯 세계 각지의 사람들이 우리와 비슷하게 살고 있습니다.

Tüm dünyada çok fazla benzerlik paylaşıyoruz,

사람들이 기후에 대한 뉴스에 대해 직접적으로 듣게 되면

İnsanlar iklim değişikliğinin hızla ilerlediği haberlerini duyduklarında

동료나 회사 사람들이 얼마나 잘 하고 있는지를 봄으로써

ve sonra takımınızın veya şirketinizin ne kadar iyi gittiğini görebiliyorsunuz,

매일 아메리카 대륙 전역과 지구 전역에서 온 사람들이

Her gün Amerika'da ve dünya çevresinde

여러분이 다른 사람을 존중한다는 걸 사람들이 알게 되면

İnsanlar diğerlerine saygılı olduğunu gördüğünde,

일단 사람들이 볼거리가 생기고 다 한번씩 따라하게 돼요.

İlki, izlemesi keyifli; deneyin.

그래서 일부 사람들이 남체로 돌아가 나무를 베어 왔습니다.

Bu yüzden, bazılarımız Namche'ye dönüp odun ve kereste topladılar.