Examples of using "냄새를" in a sentence and their turkish translations:
Diliyle koku alıyor.
O kurt kokumu kilometrelerce öteden alabilir. Muhtemelen şimdiye kadar kokumu almıştır!
Muhtemelen şimdiye kadar kokumu almıştır!
Çamuru kullanacaksam bu kokumu kapatacaktır.
Bir şey olmaz. Kokumu alabiliyor.
Ağır kokularını etrafa sürerek sınır belirliyorlar.
O kurt kokumu kilometrelerce öteden alabilir.
Besleyici yumurtalarla dolu dişileri koklayarak bulur.
Bedeni hafifçe öne eğilmiş, kokunun izini takip ediyordu.
Köpek balığının etrafında yüzüp kokusunu aldığını gördüm. "Olamaz, yine aynı kâbusu yaşayacağız."
Ama sorun şu ki geri dönmesi gerekiyor. Diğer tarafta, köpek balığı kokusunu tekrar aldı.