Examples of using "있었어요" in a sentence and their turkish translations:
İşte orada.
etrafı insanlarla çevrilmişti.
çok hızlı hareketlerle
1200 hamal vardı...
Toplam 55 kişiydiler.
O hissi tanıyordum.
nerdeyse çekimser kalacaktım,
Tüy! Şuradaki dala takılmış.
SOS işareti tam olarak buradaydı!
Eski bir fabrikayı bulmaya çalışıyordum.
Cesaret verici ancak birazcık şüpheciydi.
bağımsız güreş arenasında güreşiyordum.
Siyasetle her zaman ilgilendim.
korkusunun muazzam bir şekilde azaldığı
çünkü işlerin daha iyi olabileceğini biliyordum.
Bir takım ayarlamalar vardı,
Ama o noktada bir sürü hata yapıyordum.
Yuvasından çıkmış, ormanın kenarında dolaşıyordu.
hemen yanında büyük bir ahtapot daha vardı.
Fikir adamları eski doktrinlerle mücadele ediyorlar.
Yumurtalara sifonuyla oksijen veriyor, onlara göz kulak oluyordu.
Tüm büyük akla sahip kişileri tanıyordu.
New York'taki Procter & Gamble'da çalışıyordum.
Sınıfta diğerlerinden biraz daha büyük bir çocuk vardı,
Diğerlerini değiştiremeyeceğimi biliyordum.
Bundan dolayı diğer insanların da
Bedeni hafifçe öne eğilmiş, kokunun izini takip ediyordu.
Bu noktada, bir ahtapotun hayat aşamalarını iyi biliyordum.
Doğadan o kadar çok şey almıştım ki artık geri verebiliyordum.
Annem iğneyi doktora götürdü ve doktor da işlemi gerçekleştirdi.
Tanıdığım bir anne adayı doğum öncesi partisi vermekten çekiniyordu.
kimileri bunun reklam çalışması olduğunu, kimileri de hediye olduğunu söyledi.
Fakat o zamanlar İspanyolca'da gayet akıcıydım.
İnanılmaz bir günü hatırlıyorum. Büyük bir çitari sürüsü vardı.
O çiğ yumurtayı yediğim için. Bunun kötü bir fikir olduğunu biliyordum.
Diğer tüm kollarını yuvasına bağlı tutuyor, vantuzlarını ayırmıyordu.
Çok sıkı çalıştım, tüm notlarım A idi ve Oxford'a gittim.
Birkaç yıl sonra, hayatımda bazı şeyleri kontrole almayı başardım.
Ama sorun şu ki geri dönmesi gerekiyor. Diğer tarafta, köpek balığı kokusunu tekrar aldı.
Sonra bir baktım ki yuvanın dışına sürüklenmiş, ölmek üzere.
Ancak bir kişi benim bu acıya rağmen zafer hikâyeme inanmadı.