Examples of using "Tante" in a sentence and their turkish translations:
Çok çok teşekkürler.
Çok sayıda fikrim var.
Neden bu kadar çok soru soruyorsun?
O kadar çok şeker yememelisin.
O kadar çok becerilerim yok.
Pek çok şeyi değiştirdik.
Çok şey gördüm.
Biz çok şey öğrenmek istiyoruz.
Sana söylemek istediğim çok şey var.
Birçok haksız şeyler oldu.
Sana söyleyecek çok şeyim var.
Pek çok şey değişti.
- Yapacak çok şeyim var.
- Yapacak birkaç şeyim var.
Neden burada bu kadar çok sinek var?
Ben asla bu kadar çok muz almadım!
Yapacak pek çok şey vardı.
Bu bomba bir sürü kişiyi öldürebilir.
Birçok kere İtalya'da bulundum.
Tom hakkında çok şey biliyor gibi görünüyorsun.
- Bu kitap çok güzel fotoğraflara sahip.
- Bu kitapta çok güzel fotoğraflar var.
ve o PowerPoint sunumuna çok vakit harcayarak tüketti.
Bende bu hikâyelerden çok var.
Yapacak çok şey var.
Bu kadar dil konuşmak çok önemlidir.
Bizim yapacak çok işimiz kaldı.
Senin bilmeni istediğim çok şeyim var.
İhtiyaç duymadığım pek çok şeyim var.
Bu cümleyi çevirmesi için ona birçok defa yardım ettim.
Bu videoyu izleyen bir sürü insan olacak
Hâlâ hakkında bilmediğimiz pek çok şey var.
Ama yavruları koruyan bunca anne varken...
Her zaman olduğu gibi tarif etmek için bir sürü kelime kullanmak işe yaramıyor.
Neden bu kadar çok insan benlik saygısından muzdarip?
Birçok dilde konuşmak çok eğlencelidir.
Ama okumak için birçok şeye erişimim var,
Brad beni buradaki birçok insan kadar tanımıyor.
Sana söyleyecek çok şeyim var.
Şafak sökmeden daha çok avlayacak.
Devam eden çok sayıda ilginç şey var.
diğerleri gibi bir hayvan türü olan insanoğlunun
Yapacak çok şeyim var.
Bu kadar çok parayı toplamak ne kadar zamanını aldı?
Bir sürü fikrim var.
Ve ufukta çok sayıda korkutucu şey görünüyor.
çığır açacak keşiflerin ilk adımını ortak noktada buluşturuyor.
İkincisi, yıl boyunca çok fazla sinek yemesi gerekmiyor.
Gökyüzünde birçok yıldız var onların hepsini sayamam.
Neden bu kadar çok insan var?
Tom'un zebralarla ilgili çok şey bildiğine dair bir fikrim yoktu.
Yapacak zamanımız olmayan pek çok şey vardı.
O kadar çok yok.
Konserde çok insan vardı.
- Partime o kadar çok kişinin geleceğini asla düşünmedim.
- Partime pek çok sayıda insan geleceğini asla hayal etmedim.
Sana söyleyecek çok şeyim var.
Burada her zaman çok insan var mı?
norm, insanların size para vermesi, çok teşekkür ederim demeniz
Bu konserde çok insan var.
Burada Tokyo'da çok fazla insan var.
Tom'un o kadar çok arkadaşı olduğunu sanmıyorum.
David'in o kadar çok arkadaşı var ki onların tüm isimlerini bile hatırlayamıyor.