Examples of using "Signore" in a sentence and their turkish translations:
- Tanrı'ya şükret!
- Tanrı'ya şükredin!
- Elhamdülillah!
Hayır efendim, ben Alman'ım.
Merhaba bayım!
Olumlu, efendim.
İyi akşamlar, bayanlar ve baylar!
Şimdi gidebilirsiniz, efendim.
Onu yapamam, efendim.
Bu bayanlar Fransızca mı konuşuyor?
Ne arıyorsunuz bayım?
Hanımlar ve beyler,
Bu bayı tanıyorum.
Lütfen buyurun efendim.
- Beni çağırmışsınız, müdürüm?
- Beni mi istemiştiniz efendim?
"Evet, bayım." dedi Tony.
Nereye gitmek istersiniz, efendim?
Bu taraftan, efendim.
Bayanlar dans etmeye hazırlar!
Hizmetinizdeyim, sevgili efendim!
Yaşlı adam yere düştü.
Size bir içki önerebilir miyim hanımefendiler?
Bu son tren, efendim.
Sürücü belgenizi görebilir miyim, efendim?
Beş bayandan herhangi birini tanımıyorum.
Üzgünüm bayım. Erken kapanıyoruz.
Bu bayanlar benim teyzelerim.
Bayanlar, bazı cevaplara ihtiyacım olacak.
Önce bayanlar.
Allah'ın hikmetinden sual olunmaz.
Burada sizi görmek isteyen bir beyefendi var.
Beyefendi çok meşhur bir piyanisttir.
O beyefendi geçimini sağlamak için ne işle meşgul?
Hey bayım, ceketini unuttun!
Bayanlar ve baylar burada olduğuma çok mutluyum.
- Allah'ım bana sabır ver!
- Tövbe yarabbi!
Tamamen siyah giyinmiş beyefendi kim?
Bayım, çakmağınızı masada unuttunuz.
Baylar ve bayanlar, bu kulağa çok tatlı bir hikaye gibi geliyor
Ondan sonra Aleksander Wolszczan adında bir kişi sahneye çıkıyor.
bu centilmen için başvuru yapmama müsaade etmediler.
Şu adam profesör değildir, o bir doktordur.
Lütfen kızmayın, efendim! Ben yeni bir işçiyim!
Yaşlı birine yerini verdi.
Baylar ve bayanlar, bunun bize söylediği, çılgınlığın bir metodu var.
Bay ve Bayan West balayındalar.
Bay ve Bayan Ikeda Ken'in öğretmeni ile konuştular.
Yaşlı adam ona küçük bir bebek verdi.