Examples of using "Raccontò" in a sentence and their turkish translations:
O bana uzun bir hikaye anlattı.
O bize ilginç bir hikaye anlattı.
O, tüm hikayeyi Mary'ye anlattı.
Tom Mary'ye bütün hikayeyi anlattı.
Tom bir fıkra anlattı.
O sırrımı söyledi.
O benim sırrımı söyledi.
O ona fıkra anlattı.
Tom bazı iğrenç fıkralar anlattı.
Test ettikleri şeyleri ve buldukları ilginç sonuçları
O komik bir hikaye anlattı.
- O bana ilginç bir hikaye anlattı.
- O, bana ilginç bir hikaye anlattı.
Bize ilginç bir hikaye anlattı.
O bana ilginç bir hikaye anlattı.
O bana üzücü bir hikaye anlattı.
O gözyaşları içinde hikayesini anlattı.
O, hikayeyi erkek kardeşine anlattı.
O, hikayesini gözyaşları içinde anlattı.
Yaşlı adam bana tuhaf bir hikaye anlattı.
Tom bize hikayesini anlattı.
Tom bize bazı komik hikayeler anlattı.
Tom bize uzun bir hikaye anlattı.
Tom bize eğlenceli bir hikaye anlattı.
Tom bize ilginç bir hikaye anlattı.
Tom bana ilginç bir hikaye anlattı.
- Tom sırrı Mary'ye söyledi.
- Tom Mary'ye bir sır söyledi.
Tom bize hüzünlü bir hikaye anlattı.
- Tom bana çok eğlenceli bir fıkra anlattı.
- Tom bana çok komik bir fıkra anlattı.
O, arkadaşlarına sırrını anlattı.
O bana hayat hikayesini anlattı.
Tom, Mary'ye komik bir hikaye anlattı.
Tom bana Mary'nin sırrını söyledi.
Annem bize ilginç bir hikaye anlattı.
Tom Mary'ye bir ırkçı şaka yaptı.
Heyecan verici bir hikayeydi ve o onu iyi anlattı.
Büyükannem bana Külkedisi hikayesini anlattı.
Tom bana yaşamının hikayesini anlattı.
Büyükannem kendisinin bütün hayatını bana anlattı.
Tom Mary'ye çok garip bir hikaye anlattı.
Tom bir fıkra anlattı ama kimse gülmedi.
O bize ilginç bir hikaye anlattı.
Tom Mary'ye geçmişi hakkında daha fazla söyledi.
O, öykülerini çok sıra dışı bir şekilde anlattı.
Babam bana savaş sırasında yaşadıklarını anlattı.
Tom temiz geldi.
- Amcam bana hikayeyi fıkra tarzında anlattı.
- Amcam bana hikayeyi fıkra şeklinde anlattı.
Kenji Hindistan yolculuğu hakkında arkadaşlarına bir hikaye anlattı.
Tom Mary'ye bir fıkra anlattı fakat o onun komik olduğunu düşünmedi.