Examples of using "Battuta" in a sentence and their turkish translations:
Sadece bir şakaydı.Aydınlat!
O bir espri yaptı.
- Ne şaka ama!
- Aman ne komik!
Onu yenersin.
Ben fıkrayı anlamadım.
Profesyonel komedyenlik için
Yeni espriler var mı?
Şaka mıydı?
O bir şakaydı.
Bu bir şaka.
Pis şakalar yok!
O onu şaka olarak söyledi.
ilk esprimi bile yapmadan önce
Ben onu şaka olarak söylemiştim.
Tom bir fıkra anlattı.
Bunun bir şaka olması mı gerekiyor?
Onlara birkaç fıkra anlattım.
- Tom tarafından dövüldüm.
- Tom tarafından yenilgiye uğratıldım.
Bu bir şaka değil.
O şaka benim.
Tabii ki bu bir şaka.
Açıkçası bir şakaydı.
Bu komik bir şakaydı.
O bir şaka, değil mi?
Bu bir şaka değildi.
Bu bir şaka.
- O sadece bir şakaydı.
- Sadece bir şakaydı.
Şaka nedir?
- Duyduğum en kötü şaka.
- Bu duyduğum en kötü şaka.
Tom bazı iğrenç fıkralar anlattı.
O benim şakama güldü.
Tom şakayı anlamadı.
Ben bu espriyi anlamadım.
Tom tarafından yenildim.
Sanıyorum bu sadece bir şaka.
Bu şaka eğlenceli değil.
Ben bu şakadan hoşlanmıyorum.
Bu bir şaka, değil mi?
Bu bir şaka değil.
- Bu şaka/fıkra komik değildi.
- Fıkra komik değildi.
Okul bir şakadır.
Bu şaka siyaseten yanlış.
Bunun bir şaka olduğunu varsayıyorum.
Bu bir şaka değildi.
- İki kere vurdum.
- İki kez yenildim.
- İki defa dayak yedim.
Meiji, beş üçlük bir skorla Keio'ya yenildi.
Ben onun şakasını anlamadım.
Hepimiz onun şakasına güldük.
Komedyenlerin, yumruklarını gıdıklamalara çevirmesinin beklendiği
- Şaka elimde patladı.
- Şaka yapayım derken şaka konusu oldum.
Tom beni dartta yendi.
Tom satrançta beni yendi.
O bir şaka değil.
- Tom üç kez beni dövdü.
- Tom beni üç kez yendi.
Tom şakayı Mary'ye açıklamak zorunda kaldı.
O, Mary'nin şakasını anlamadı.
- Tom bana çok eğlenceli bir fıkra anlattı.
- Tom bana çok komik bir fıkra anlattı.
Hiç kimse bunun bir şaka olduğunu düşünmüyor.
Bunun bir şaka olmadığını biliyorum.
Bu şakanın anlamı nedir?
Bu bir tür şaka mı?
Tom hepsinin bir şaka olduğunu düşünüyor.
- Tom bunu şaka olsun diye yapmıştı, ama kimse gülmedi.
- Tom bunu şaka olarak söylemişti, ama hiç kimse gülmedi.
Bu sadece bir şakaydı.
Tom Mary'nin şakasını anlamadı.
- Sanırım Tom şakayı anlamadı.
- Tom'un şakayı anlamadığını düşünüyorum.
Bu şakanın seninle bir alakası yok.
O, beni satrançta yendi.
O şakayı anlayamadı.
- Ken beni satrançta yendi.
- Ken satrançta beni yendi.
Tom Mary'ye bir fıkra anlattı fakat o onun komik olduğunu düşünmedi.