Examples of using "Sensazione" in a sentence and their turkish translations:
O duyguyu yaşadım.
Sadece bir histi.
Duyguyu biliyoruz.
Kötü bir hissim vardı.
İyi bir hissim var.
Bu his tanıdık geldi mi?
Bu iyi bir his.
Bu hissi biliyorum.
Bu inanılmaz bir his.
Bu harika bir duygu.
Bu duygudan nefret ettim.
Yağmur yağacağını hissediyorum.
Ben görüşü beğenmedim.
Bu hissi bilir misiniz?
Bu güzel bir his. Pekâlâ.
O hissi tanıyordum.
Onu herkes hissetti.
O tuhaf bir duyguydu.
Bu harika bir duyguydu.
O inanılmaz bir duyguydu.
Bu güzel bir duygu.
Bugün kar yağacağına dair içimde bir his var.
Evet, ben bu hissi biliyorum.
Tuhaf bir duygum vardı.
Bunun hakkında olumlu hissediyorum.
Tom'un yalan söylediği içime doğdu.
Herkes beni görmezden geliyor gibi hissediyorum.
Bu bir iç rahatsızlığa neden olur.
İnsanın karnına vuran o berbat hissi yaşadım.
Onun bugün geleceğine dair bir hissim var.
Tom aynı hissediyor.
Ben duyguyu biliyorum.
Senin çok iyi bir avukat olacağına dair içimde bir his var.
O adamla daha önce tanıştım gibi bir his var içimde.
Bundan daha müthiş bir duygu yok.
Onun bugün geleceğine dair içimde bir his var.
Bu filmi daha önce seyretmişim gibi hissediyorum.
Bunun zaman kaybı olduğunu hissediyorum.
"Kötü" kelimesi o hissi anlatmaya yetmez.
Çünkü canlı yayın aynı türden bir etkileşim hissi sunuyor.
Tom'un nerede olduğunu bildiğime dair içimde bir his var.
Daha önce burada bulunduğuma dair bir hisse sahibim.
Bana öyle geliyor ki bunu Tom yaptı.
Senin ve benim ortak çok şeyimiz olduğuna dair içimde bir his var.
Tom'un hala Boston'da burada olduğuna dair içimde bir his var.
Büyük bir şeyin olacağına dair bir hissim var.
hayatımın böylesine önemli bir kısmını paylaşmamak
Tom'un bu yıl mezun olamayacağı konusunda içimde bir his var.
Bu normal bir his değildi, ama aktif uyarıcıyla
Ertesi gün suya girmek çok korkutucuydu.
Bana henüz söylemediğin bir şey olduğuna dair içimde bir his var.
Keyifsizlik duygunun işinle ilgili olduğunu düşünüyor musun?
O defalarca başarısız oldu ama bunun bir zaman kaybı olduğuna dair içinde bir his yoktu.
Tom'un Mary'yi o kadar çok sevmediği içime doğdu.
Tom'un yapmaya söz verdiği şeyi yapmayacağı konusunda içimde bir his var.
Tom insanın içine işleyen bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı.