Translation of "Fluentemente" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Fluentemente" in a sentence and their turkish translations:

- Parli fluentemente l'inglese?
- Tu parli fluentemente l'inglese?
- Parla fluentemente l'inglese?
- Lei parla fluentemente l'inglese?
- Parlate fluentemente l'inglese?
- Voi parlate fluentemente l'inglese?

İngilizceyi akıcı olarak konuşuyor musun?

- Tu parli l'inglese fluentemente.
- Voi parlate l'inglese fluentemente.
- Lei parla l'inglese fluentemente.

Sen akıcı İngilizce konuşuyorsun.

- Parla fluentemente l'interlingua.
- Lei parla fluentemente l'interlingua.

Akıcı bir şekilde Interlingua dilini konuşabilir.

Parla fluentemente.

O akıcı konuşur.

- Vorrei parlare l'inglese fluentemente.
- Io vorrei parlare l'inglese fluentemente.
- Mi piacerebbe parlare l'inglese fluentemente.
- A me piacerebbe parlare l'inglese fluentemente.

İngilizceyi akıcı şekilde konuşmak istiyorum.

- Parlo fluentemente il portoghese.
- Io parlo fluentemente il portoghese.

Akıcı bir şekilde Portekizce konuşurum.

- Parla fluentemente il cinese.
- Lui parla fluentemente il cinese.

O akıcı bir biçimde Çince konuşur.

- Parlano fluentemente il tedesco.
- Loro parlano fluentemente il tedesco.

Onlar akıcı bir şekilde Almanca konuşurlar.

- So parlare fluentemente l'italiano.
- Io so parlare fluentemente l'italiano.

Akıcı bir şekilde İtalyanca konuşabilirim.

Parla fluentemente l'inglese.

O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.

- So parlare fluentemente il francese.
- Io so parlare fluentemente il francese.

Akıcı bir şekilde Fransızca konuşabilirim.

- Sa parlare fluentemente il francese.
- Lei sa parlare fluentemente il francese.

O, Fransızcayı akıcı şekilde konuşabilir.

Parla fluentemente il francese.

Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşur.

Tom parla fluentemente il francese.

Tom akıcı şekilde Fransızca konuşur.

Tom parla il francese fluentemente?

Tom Fransızcayı akıcı biçimde konuşur mu?

Non parlo fluentemente il francese.

Ben akıcı şekilde Fransızca konuşmam.

Tom parla fluentemente il giapponese.

Tom akıcı bir şekilde Japonca konuşur.

Fadil non parla fluentemente l'arabo.

Fadıl akıcı bir şekilde Arapça konuşmuyor.

- Tom non parla il francese fluentemente come te.
- Tom non parla il francese fluentemente come voi.
- Tom non parla il francese fluentemente come lei.

Tom senin kadar akıcı şekilde Fransızca konuşmaz.

- Non parlo il francese fluentemente come Tom.
- Io non parlo il francese fluentemente come Tom.

Tom kadar akıcı şekilde Fransızca konuşmam.

David sa parlare il francese fluentemente.

David Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilir.

Tom parlava il francese piuttosto fluentemente.

Tom oldukça akıcı biçimde Fransızca konuştu.

Tom parla il francese molto fluentemente.

Tom çok akıcı Fransızca konuşur.

Tom non parla il francese fluentemente.

Tom Fransızcayı akıcı olarak konuşan biri değildir.

- Parla un inglese fluente.
- Lui parla un inglese fluente.
- Parla fluentemente l'inglese.
- Lui parla fluentemente l'inglese.

O, akıcı bir İngilizce konuşur.

Tom non parla francese fluentemente come Mary.

- Tom Mary'nin konuştuğu kadar akıcı şekilde Fransızca konuşamıyor.
- Tom Mary kadar akıcı şekilde Fransızca konuşmaz.

Che significa che imparai a parlare Khmer fluentemente.

"Kimer dilini akıcı olarak konuşmayı öğrendim" dedim.

Fadil non parla in arabo fluentemente come Layla.

Fadıl, Leyla kadar akıcı bir şekilde Arapça konuşmaz.

Oltre all'inglese, il signor Nakajima riesce a parlare fluentemente il tedesco.

- Bay Nakajima İngilizceye ek olarak Almancayı akıcı biçimde konuşabiliyor.
- Bay Nakajima, İngilizcenin yanı sıra, akıcı Almanca konuşabilir.

- Ho un compagno di classe che dice di sapere parlare il francese fluentemente.
- Io ho un compagno di classe che dice di sapere parlare il francese fluentemente.

Akıcı Fransızca konuşabildiğini söyleyen bir sınıf arkadaşım var.

La capacità della ragazza di parlare fluentemente quattro lingue mi ha impressionato.

Kızın akıcı biçimde dört dil konuşma yeteneği beni etkiledi.

- L'insegnante ha affermato che ci avrebbe fatto tutti parlare fluentemente il francese in tre mesi.
- L'insegnante ha affermato che lui ci avrebbe fatto tutti parlare fluentemente il francese in tre mesi.
- L'insegnante affermò che ci avrebbe fatto tutti parlare fluentemente il francese in tre mesi.
- L'insegnante affermò che lui ci avrebbe fatto tutti parlare fluentemente il francese in tre mesi.

Öğretmen üç ay içinde hepimizi akıcı Fransızca konuşturacağını iddia etti.

Lei non parla una parola d'italiano, però i suoi figli lo parlano fluentemente.

O, tek kelime İtalyanca konuşmaz ama çocukları akıcı bir şekilde konuşurlar.

- Lui parla fluentemente il francese.
- È fluente in francese.
- Lui è fluente in francese.

O, Fransızcada akıcıdır.