Examples of using "Educato" in a sentence and their turkish translations:
- O her zaman çok nazik.
- O her zaman çok kibar.
- O her zaman çok kibardır.
- O her zaman çok naziktir.
Tom kibar.
Kibar oluyordum.
O bana nazik bir şekilde selam verdi.
Tom'un kibar olduğunu düşünüyorum.
O çok kibar değil.
Tom kibar, değil mi?
Tom kibar değil.
Dik dik bakmak hoş değildir.
Tom çok kibar.
Tom çok kibardı.
O çok kibar görünmüyor.
Tom her zaman kibar.
Tom çok kibardı.
Tom nazik değildi.
Tom Mary'ye karşı nazik değildi.
Senin bana hemen yanıt yazman kibarlık.
Kibar mısın?
Sen kibarsın.
Tony kibar bir çocuk.
Tom kibar ve duyarlıdır.
Tom bugün çok kibar oluyor.
Daha kibar olmalıydım.
Tom çok kibar değil.
Tom bana karşı yeterince kibar görünüyordu.
Tom her zaman çok kibar.
Tom çok kibar görünmüyor.
Tom her zaman kibar, değil mi?
Çok kibardım.
- Daha kibar olmayı denemelisin.
- Daha kibar olmaya çalışmalısınız.
Ebeveynlerinize karşı nazik olun.
Tom sessiz, nazik ve saygılıydı.
İnsanlara bakmak kabalıktır.
Başkalarını göstermek kabalıktır.
- Sadece nazik oluyordum.
- Sadece kibar oluyordum.
Sadece nazik oluyorum.
Diş hekimi, hastaya karşı çok kibardır.
Bir toplantıda esnemek kibar değil.
Onun bana hemen yanıt yazması kibarlıktır.
Çok kibar değilim.
Çok kibarsın.
Lütfen kibar ol.
- Dolu ağzınızla konuşmak kibar değil.
- Ağzın doluyken konuşmak kibar değil.
Yeterince kibar mıydım?
Kibar olmaya çalışıyordum.
Kibar olmalısın.
Tom kibar görünüyor.
Japonya'da biriyle karşılaştığında başla selamlamak uygundur.
O İngiltere'de doğdu ama Amerika'da eğitim gördü.
Biraz daha kibar olmalısın.
O hemşire çok nazik ve kibardır.
Bay Smith başkaları hakkında kötü bir şey söylemeyecek kadar çok kibar.
Tom'un saygılı olduğunu düşünüyorum.