Examples of using "Complicata" in a sentence and their turkish translations:
Bu karmaşık bir soru.
O çok karmaşık bir soru.
Bu karışık, biliyorsun.
Neden bu kadar karmaşığım?
Bu karmaşık.
Karmaşık bir mesele.
Cevap karmaşık.
Bu karmaşık bir işlem.
O karmaşık mı?
Çok karmaşık bir durum.
Durum çok karmaşık.
Hayat çok karmaşık.
Dil bilgisi çok karmaşık.
Bu karmaşık bir sorun.
Gerçek daha karmaşıktır.
- Bu çok karmaşık mı?
- O çok zor mu?
Bu karmaşık değil.
Şey, bu karışık.
Herkesin hayatı karmaşık.
Bu karışık, değil mi?
Çok karmaşık.
Bu çok karışık.
Bu gerçekten çok karmaşık mı?
Cevap düşündüğünüzden daha karmaşıktır.
Tom'un açıklaması çok karmaşık.
Bu cevap vermek için karışık bir soru.
O kadar da karmaşık değil.
Tom'un durumu daha karmaşık oluyor.
Bu biraz karmaşık.
Tom ve Mary'nin çok karmaşık bir ilişkileri var.
Bu çok karmaşık değil.
İnsanlar komplike.
Ancak bu noktada işler gerçekten karışıyor.
Çok karmaşık olmamalı.
Onun karmaşık olabileceğini düşündüm.
Matematik aşk gibidir - basit bir fikir fakat o içinden çıkılmaz hale getirilebilir.
Bu benim için biraz fazla karmaşık.
Bu ondan biraz daha karmaşık.
- O, tuhaf bir soru sordu.
- O uygunsuz bir soru sordu.
Açıklama gerçekte bundan biraz daha karmaşık, ama sen özü anladın.
İtalyancanın hileli bir dil olduğunu duydum.