Examples of using "Brown" in a sentence and their turkish translations:
O, Brown'ı asılmaya mahkûm etti.
- Bay Brown'ı biliyor musun?
- Bay Brown'ı tanıyor musunuz?
Bay Brown'ı tanımıyor musun?
Bay Brown'a saygı duyuyorum.
Bir ihtimal Profesör Brown'ı biliyor musunuz?
Bir doktor Bay Brown muayene etti.
"Noeli anlamıyorum," dedi Charlie Brown.
Bir Bay Brown telefonda seni istiyor.
Ben yarın Bay Brown'ı ziyaret edeceğim.
Bay Brown bir doktordur.
Bay Brown Harvard'da öğretmenlik yapıyor.
Bay Brown onun babasıdır.
Bay Brown'ın dört çocuğu var.
- Bayan Brown'la konuşabilir miyim?
- Bayan Brown ile konuşabilir miyim?
Bay Brown ile iyi geçinir.
Onun Bay Brown'la arası iyi.
Şu kediye bak. O Bay Brown'unkidir.
Dün orada gördüğün adam Bay Brown idi.
Brownlar kibar ve mutlu bir ailedir.
Bay Brown gözlüğünü arıyor.
Bay Brown bir yün tüccarıdır.
Brown adında bir kişiden bir telefon çağrısı var.