Examples of using "Affatto" in a sentence and their turkish translations:
Hiç de ikna olmadım.
Ben hiç korkmuyorum.
Hiç de öyle değil.
Bu şekilde emeğinizin karşılığını fazlasıyla almayacaksınız.
Onu hiç tanımam.
O hiçbir şekilde aptal değil.
"Yorgun musun?" "Hayır, hiç değil."
Hava biraz soğuk değil.
Bu hiç eğlenceli olmazdı.
Bu seni hiç ilgilendirmez.
"Sigara içmemin sizce bir sakıncası var mı?" "Hiç de değil."
Ben hiç yorgun değilim.
O hiç centilmen değil.
Tom hiç Fransızca konuşmaz.
Tom hiç tereddüt etmedi.
Aslında bunu istemiyorum bile,
"Pencereyi açmamın bir sakıncası var mı?" "Asla."
Bu veri hiç doğru değil.
Bazı insanlar yüzmeyi hiç sevmezler.
Bu soru hiçbir şekilde kolay değildir.
Pizza yerdim ama artık onu hiç yemiyorum.
Mevcut gelirimden asla memnun değilim.
Çıktım, gayet iyi hissettirdi.
ve siyahiliğe dair hiçbir duygu yok.
Onun açıklaması hiçbir şekilde tatminkar değildir.
Ona hiç inanmadım.
Mary gerçekten benim tipim değil.
tartışmanın vaktinize değmeyeceğini söylemektir.
O tavuk son zamanlarda hiç yumurtlamadı.
Neden seni hiç ilgilendirmeyen bir işe karıştın?
O hiç iyi görünmüyor.
Tom, bunu hiç hatırlamadığını söyledi.
Güneş olmasa hiçbir biçimde yaşayamayız.
Böyle düşünüyorsan beni hiç tanımıyorsun demektir.
Tom hiç Fransızca bilmez.
Tom sana şimdiye kadar cevap verdi mi?
"Sizce burada sigara içmemin sakıncası var mı?" "Hayır, hiç değil."
Tom evinin boyandığı tarzdan memnun değildi.
O kadını hiç tanımıyordum.
Tom hiç çalışmadı.