Examples of using "'panda'" in a sentence and their turkish translations:
Sen bir pandasın.
Pandalar hakkında ne biliyorsun?
Ben pandaları severim.
Hiç panda gördün mü?
Ben bir panda değilim.
Bir keresinde bir panda gördüm.
Pandalar mutlu.
Sen bir pandasın.
Pandalar sevimlidirler.
Dev pandalar sadece Çin'de yaşarlar.
Hiç kendini üzgün bir panda gibi hissediyor musun?
Panda yalnızca Çin'de yaşar.
Bir zamanlar bir panda gördüm.
Pandalar çok zekidirler.
Pandalar bambu çimlerin üzerinde beslenirler.
Bu hayvanat bahçesinde panda var mı?
Pandalar güzel hayvanlardır.
Panda, Çin'in millî hazinesidir.
Belki birkaçınız hayvanat bahçesinde pandalar gördü.
O zamana kadar hiç panda görmemiştim.
Nancy daha önce bir dev panda görmemişti.
Onların Ueno Hayvanat bahçesinde bir pandası var mı, unutuyorum.
Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.
"Burada kimin evde bir pandası var?" "Benim var!"
Ted amca, pandaları göstermek için bizi hayvanat bahçesine götürdü.
Geçen pazar ailem pandaları görmek için hayvanat bahçesine gitti.
Yaptığımız ilk şey pandalara bakmaktı.
Geçen Cumartesi, ailem pandaları görmek için hayvanat bahçesine gitti.
Geçen cumartesi pandaları görmek için ailemle birlikte hayvanat bahçesine gittim.
Nadir oldukları için, pandalar bir dünya hazinesi oldu.
Çin ve Tibet dağlarında yaşayan siyah ve beyaz renkli ayılara "panda" denir.