Examples of using "Tizenkét" in a sentence and their turkish translations:
Burçların on iki işareti on iki takımyıldızına karşılık gelir.
Onun 12 oğlu var.
Ben on iki yaşındayım.
Onların on iki çocuğu var.
- Bir yıl on iki aya sahiptir.
- Bir yılda on iki ay vardır.
- Bir yılın on iki ayı vardır.
“O kaç yaşında?” “On iki yaşında.”
Dün on iki saat uyudum.
Bir yılda on iki ay vardır.
Bir yılda on iki ay var.
Ania ve Piotr on iki yaşındadır.
Trende on iki saat geçirdim.
- Endişelenme, on ikiden önce dönmüş olacağım.
- Endişelenmeyin, on ikiden önce dönmüş olacağım.
- Endişelenmeyiniz, on ikiden önce dönmüş olacağım.
- Eve ulaştığında saat çoktan on ikiydi.
- Eve vardığında saat çoktan on iki olmuştu.
On iki yaşındayken nehri yüzerek geçebiliyordum.
O on iki saniyede yüz metre koşabilir.
Şehrin yaklaşık 3 mil dışında 30 İngiliz dönümü arazim var.
Oğlan da on iki yaşında ama kızdan hâlâ daha genç.
Tom yeni bir restoran açtı ama o ilk on iki ayda kar etmedi
On iki yaşında İngilizce öğrenmeye başladım. O zaman dil öğrenmeye ilgim vardı ama öyle aşırı değildi. Şimdi İngilizce,Fransızca İspanyolca ve Portekizce konuşabiliyorum ve şimdi Latince öğrenme zamanı.