Translation of "Tizenkét" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Tizenkét" in a sentence and their turkish translations:

A tizenkét csillagjegy a tizenkét csillagképpel azonosítható.

Burçların on iki işareti on iki takımyıldızına karşılık gelir.

Tizenkét fia van.

Onun 12 oğlu var.

Tizenkét éves vagyok.

Ben on iki yaşındayım.

Tizenkét gyerekük van.

Onların on iki çocuğu var.

- Egy év tizenkét hónapból áll.
- Tizenkét hónap van egy évben.

- Bir yıl on iki aya sahiptir.
- Bir yılda on iki ay vardır.
- Bir yılın on iki ayı vardır.

- Milyen idős? - Tizenkét éves.

“O kaç yaşında?” “On iki yaşında.”

Tegnap tizenkét órát aludtam.

Dün on iki saat uyudum.

Egy év tizenkét hónapból áll.

Bir yılda on iki ay vardır.

Egy évben tizenkét hónap van.

Bir yılda on iki ay var.

Ania és Piotr tizenkét évesek.

Ania ve Piotr on iki yaşındadır.

Tizenkét órát töltöttem a vonaton.

Trende on iki saat geçirdim.

Ne aggódj, tizenkét óra előtt visszajövök.

- Endişelenme, on ikiden önce dönmüş olacağım.
- Endişelenmeyin, on ikiden önce dönmüş olacağım.
- Endişelenmeyiniz, on ikiden önce dönmüş olacağım.

Már tizenkét óra volt, mire hazaért.

- Eve ulaştığında saat çoktan on ikiydi.
- Eve vardığında saat çoktan on iki olmuştu.

Tizenkét évesen már át tudtam úszni a folyót.

On iki yaşındayken nehri yüzerek geçebiliyordum.

Tizenkét másodperc alatt futja le a száz métert.

O on iki saniyede yüz metre koşabilir.

Van tizenkét hektár földem, mintegy öt kilométernyire a várostól.

Şehrin yaklaşık 3 mil dışında 30 İngiliz dönümü arazim var.

Ő is tizenkét éves, de így is fiatalabb nála.

Oğlan da on iki yaşında ama kızdan hâlâ daha genç.

Tom nyitott egy új éttermet, de az az első tizenkét hónapban nem termelt hasznot.

Tom yeni bir restoran açtı ama o ilk on iki ayda kar etmedi

Tizenkét éves koromban kezdtem el angolt tanulni. Akkor érdekeltek a nyelvek, de nem különösképpen. Most már beszélek angolul, franciául, spanyolul, ahogy portugálul is; és itt az ideje, hogy elkezdjem a latint.

On iki yaşında İngilizce öğrenmeye başladım. O zaman dil öğrenmeye ilgim vardı ama öyle aşırı değildi. Şimdi İngilizce,Fransızca İspanyolca ve Portekizce konuşabiliyorum ve şimdi Latince öğrenme zamanı.