Translation of "éves" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "éves" in a sentence and their turkish translations:

- Hány éves vagy?
- Hány éves ön?
- Hány éves?

- Kaç yaşındasın?
- Yaş kaç?

- Nyolc éves.
- Ő nyolc éves.

O sekiz yaşında.

Húsz éves.

O yirmi yaşında.

Tizenegy éves.

O on bir yaşında.

Hány éves?

O kaç yaşında?

Nyolc éves.

O sekiz yaşında.

- Csak tizenöt éves.
- Ő csak tizenöt éves.

O sadece on beş yaşında.

- Tíz éves vagy?
- Te tíz éves vagy?!

On yaşında mısın?

- Megkérdezhetem, hány éves?
- Szabad megkérdeznem, hány éves vagy?
- Megkérdezhetem, hány éves vagy?

Kaç yaşında olduğunu sorabilir miyim?

- Muriel immár 20 éves.
- Muiriel most lett húsz éves.
- Muiriel most 20 éves.

- Muiriel şimdi 20 yaşında.
- Muiriel şimdi 20.

- Tippelj, hány éves vagyok?
- Szerinted hány éves vagyok?

Benim yaşımı tahmin edebilir misiniz?

- Hány éves a kutyád?
- Hány éves a kutyátok?

Köpeğin kaç yaşında?

- A ház ötszáz éves.
- Ötszáz éves a ház.

Bu ev beş yüz yaşında.

- Iskolánk 80 éves.
- A mi iskolánk 80 éves.

- Okulumuz seksen yaşında.
- Okulumuz 80 yıllık.

Apám 93 éves.

Babam 93 yaşında

Helén tizenhét éves.

Helen on yedi yaşında .

Legfeljebb tizennyolc éves.

O, en fazla 18 yaşındadır.

Apám ötven éves.

Babam elli yaşında.

Tizennyolc éves vagyok.

- Ben 18 yaşındayım.
- On sekiz yaşındayım.

27 éves vagyok.

27 yaşındayım.

Hány éves Tóni?

Tony kaç yaşındadır?

Harmincnégy éves vagyok.

34 yaşındayım.

19 éves vagyok.

- Ben 19 yaşındayım.
- On dokuz yaşındayım.
- 19 yaşındayım.

Muiriel húsz éves.

Muiriel yirmi yaşındadır.

Muiriel 20 éves.

Muiriel şimdi 20 yaşında.

Negyvenöt éves vagyok.

Ben kırk beş yaşındayım.

Tizenhat éves vagyok.

Ben on altı yaşındayım.

Tizenkét éves vagyok.

Ben on iki yaşındayım.

Harminc éves vagyok.

- Ben otuz yaşındayım.
- Otuz yaşındayım.

Huszonhét éves vagyok.

Yirmi yedi yaşındayım.

25 éves vagyok.

25 yaşındayım.

Húsz éves vagyok.

20 yaşındayım.

Tom harminc éves.

Tom otuz yaşında.

Huszonhárom éves vagyok.

Ben yirmi üç yaşındayım.

Majdnem hatvan éves.

O altmışa yakındır.

- Én tudom, hány éves Tom.
- Tudom, hány éves Tom.

Tom'un kaç yaşında olduğunu biliyorum.

- Muiriel most lett húsz éves.
- Muiriel most 20 éves.

Muiriel şimdi 20.

- Hány éves vagy?
- Hány éves ön?
- Mennyi idős vagy?

Kaç yaşındasın?

- Ki tudod találni, hány éves vagyok?
- Tippelj, hány éves vagyok.

Kaç yaşında olduğumu tahmin edebilir misin?

- Mennyibe kerül az éves tagsági díj?
- Mennyi az éves tagdíj?

Yıllık üyelik ücreti ne kadar?

Tizenöt éves koromban volt

15 yaşındayken

Több éves kutatásunk után,

Yıllarca birlikte deneyler yürüttükten

Harry csak 40 éves.

Harry sadece 40.

- Milyen idős? - Tizenkét éves.

“O kaç yaşında?” “On iki yaşında.”

Jövőre lesz tizenhét éves.

Gelecek yıl o on yedi olacak.

Legfeljebb 20 éves lehet.

O, en fazla yirmi yaşındadır.

Azt hiszem, 40 éves.

Onun 40 olduğunu sanıyorum.

Most harminc éves vagyok.

Şimdi otuz yaşındayım.

- Hány éves vagy? - Tizenhat.

"Kaç yaşındasın?" "On altı yaşındayım."

Már elmúlt 20 éves.

O yirminin üzerinde.

Most hány éves vagy?

Şimdi kaç yaşındasın?

Hány éves leszel jövőre?

Gelecek yıl kaç yaşında olacaksın.

Mennyi az éves bevételed?

Yıllık gelirin nedir?

Tom harminc éves volt.

Tom 30 yaşındaydı.

Mit gondolsz, hány éves?

Onun kaç yaşında olduğunu düşünüyorsun?

Holnap leszek 28 éves.

Yarın 28 olacağım.

Maral édesanyja negyvenhárom éves.

Maral'ın annesi kırk üç yaşında.

Hány éves is vagy?

Zaten kaç yaşındasın?

A pilóta 30 éves.

Pilot otuz yaşında.

Tamás maholnap harminc éves.

Tom yaklaşık otuz yaşındadır.

Tamás harminc éves volt.

Tom otuz yaşındaydı.

Tomi kábé harminc éves.

Tom yaklaşık otuz yaşında.

Tom csak harminc éves.

Tom yalnızca otuz yaşında.

Nagyapám 89 éves lett.

Büyükbabam 89 yaşına girdi.

Tamás most harminc éves.

Tom şimdi otuz yaşında.

Majdnem harminc éves vagyok.

Ben neredeyse otuz yaşındayım.

- Hány éves?
- Milyen idős?

O kaç yaşında?

Tomi maholnap harminc éves.

- Tom otuz olacak.
- Tom otuza merdiven dayadı.

- Ő tizennyolc éves korában jött Tokióba.
- Tizennyolc éves korában jött Tokióba.

O on sekiz yaşındayken Tokyo'ya geldi.

A Föld 4,6 milliárd éves,

Dünya 4,6 milyar yaşında

Nyolc vagy kilenc éves voltam,

Sekiz veya dokuz yaşındaydım,

42 éves volt, én 15.

42 yaşındaydı, bense 15.

Ő egy 23 éves nő,

Bu ambulansla getirilen 23 yaşında

Tavaly első éves tanuló voltam.

Geçen yıl birinci sınıf öğrencisiydim.

Megölte magát harminc éves korában.

- Otuz yaşında kendini öldürdü.
- O otuz yaşında intihar etti.

- Tizennyolc éves vagyok.
- Tizennyolc vagyok.

Ben on sekiz yaşındayım.

Hetven éves korában halt meg.

O, yetmiş yaşında öldü.

Muiriel most lett húsz éves.

Muiriel yirmi yaşına girdi.

Jövő héten 17 éves leszek.

Gelecek hafta on yedi yaşında olacağım.

Holnap már tizennégy éves leszek.

Yarın on dört yaşında olacağım.

Nem tudom, hány éves vagyok.

Kaç yaşında olduğumu bilmiyorum.

Az ön fia hány éves?

Oğlunuz kaç yaşında?

Tizenhárom éves korom óta dolgozom.

On üç yaşımdan beri çalışıyorum.

Már majdnem harminc éves vagyok.

- Neredeyse otuz yaşındayım.
- Ben neredeyse otuz yaşındayım.

2003-ban lettem tizenhárom éves.

2003'te on üç yaşına girdim.

Hány éves korodra akarsz megházasodni?

- Hangi yaşta evlenmek istiyorsun?
- Hangi yaşta evlenmek istiyorsunuz?
- Kaç yaşında evlenmek istiyorsunuz?

Tizenhárom éves korom óta futballozok.

Ben on üç yaşımdan beri futbol oynarım.