Examples of using "Szobát" in a sentence and their turkish translations:
Otelde bir oda ayırttın mı?
- Odayı temizle.
- Odayı temizleyin.
Kendi odam olmasını istiyorum.
O, odayı temizledi.
Tek kişilik oda istiyor musunuz?
Odayı temizlemek zorunda mıyım?
Çift kişilik bir oda rica ediyorum.
Odayı boş buldum.
O, odayı temizledi.
Kliması olan bir odayı tercih derim.
Odayı terk et.
Odayı sırayla temizledik.
Bir oda istiyorum.
Bir oda ayırtmak istiyorum.
Odayı kapatın.
Çift yataklı bir oda istiyorum lütfen.
Onlar odayı boş buldular.
Tek kişilik bir oda istiyorum.
Bahçeye bakan bir oda istiyorum.
Bana asansöre yakın bir oda ver.
Oda dumanla kaplanmış.
Bana başka bir oda gösterir misin?
Odayı bize göster.
Kiralık bir oda arıyorum.
Tom'un gülümsemesi odayı aydınlattı.
Tom apar topar odadan çıktı.
Evimizde kullanmadığımız iki oda var.
Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.
Odayı temizlemek üç günümü aldı.
Yaesu Otelinde bir oda tuttu.
Tek kelime söylemeden odadan ayrıldı.
Bir mum odayı aydınlattı.
Lütfen bu odayı terk et.
Odayı terk etti.
Paris'te bir aylığına bir oda kiraladım.
Odayı terk etmemi istiyor.
Bütün odanı değiştirdin gibi görünüyor.
Biz odayı kendimiz donattık.
- Çiçekler odayı canlandırdı.
- Çiçekler odayı aydınlattı.
Odamı değiştirmek istiyorum.
- Odayı temizleme sırası benimdi.
- Odayı temizlemek için benim sıramdı.
Derhal odadan ayrılmamı emretti.
Ona odadan ayrılmasını söyledim.
Bu odayı bir fırçayla boyadım.
Sanırım Tom bu odayı dekore etme tarzını sevecek.
Bu odayı bir öğrenciye kiralamak istiyorum.
Şu an, bu odayı arkadaşımla paylaşmak zorundayım.
Bu kocaman masa tüm odayı işgal ediyor.
Tom odayı havalandırmak için pencereleri açtı.
Boya için bir odayı hazırlama süreçte en önemli adımdır.
İznim olmadan bu odadan ayrılmamalısın.
Tom odadan ayrılmadan önce Mary'nin elmas kolyesini aldı.
Tom ve Mary, Boston'un en lüks otellerinden birinde bir oda kiraladılar.
Tom'un masası o kadar dağınıktı ki, temizlikçi odayı temizlemeyi reddetti.
Odayı temizleme sırası benimdi.
Tom Mary'nin odayı havalandırmasını istedi.