Examples of using "Muszáj" in a sentence and their turkish translations:
Bir sigara içmek zorundayım.
Bu gerçekten gerekli mi?
Geri dönmek zorundayız.
Ben onu bulmak zorundayım.
Başarmalısın.
Gerçekten onu yapmak zorunda mıydın?
Bunu yapmam gerek.
- Okula gitmelisin.
- Okula gitmelisiniz.
Fransızca çalışmalıyım.
İçeri girmeme izin vermek zorundasın.
Burada beklemek zorundayız.
Orada olmak zorundayım.
Biz seçmek zorunda değiliz.
Gerçekten geri gitmek zorunda mıyız?
Onu görmek zorundayım.
Boston'a gitmem gerekiyor mu?
Seni görmeliyim.
Bir şey yapmak zorundayım.
Gerçekten bir şey yemek zorundayım.
Onun hakkında düşünmeyi durduramıyorum.
Seni görmeliyim.
Hastaneye gitmem gerek.
Onları burada beklememiz gerekiyor mu?
Bu kadar çok gürültü yapmak gerekli mi?
Yemek yemelisin.
Gitmek zorundayım.
Bunu yapmak gerçekten şart mı?
Ne yapmalısın?
Öğrenmeliyim.
Gerçekten gitmek zorundayım.
Yeni bir kışlık palto almalıyım.
Dinlenmek zorundayım.
Tom maçı kazanmak zorunda.
Ben dışarı çıkmalıyım.
- Bunu onarmalıyım.
- Bunu tamir etmeliyim.
- Onu tamir etmem gerek.
- Onu tamir etmem lazım.
- Onu onarmam gerek.
- Onu onarmam lazım.
Ama bence bu böyle olmamalı.
İstemiyorsan gitmek zorunda değilsin.
Benimle gelmek zorundasın.
Orada olmalıyım.
Yarına kadar o kitabı okumayı bitirmeliyim.
Beni aramana gerek yok.
- Bir şey söylemeliyim.
- Ben bir şey söylemeliyim.
Zorunda olursam Tom'a vururum.
Yorgunum. Yatağa gitmem gerek.
Bir tane almak zorundayım.
Sen onu bana söylemek zorunda değildin.
Tom ve Mary bunu yapmak zorunda mı?
İstemiyorsan cevap vermek zorunda değilsin.
Yeni bir saklanma yeri bulmam gerekiyor.
Şimdi uyumalıyım.
Seni terk etmek zorundayım.
Onu beklemeli miyiz?
Ben kalmak zorundayım.
Tom istemedikçe oraya gitmek zorunda değil.
Oraya gitmeliyim.
Bir şey yapmalıyız.
Odayı temizlemek zorunda mıyım?
Terk etmeliyim.
Ben bir tane almalıyım.
Nerede olduğunu bilmek istiyorum.
Sonbaharda stokladığı yiyecekler de tükenmiş durumda. Soğuk gecede yiyecek araması gerek.
Bana güvenmelisin.
Bize güvenmelisin.
Öylece gidemem. Patrona çıktığımı söylemek zorundayım.
- Eve gelmek zorundasın.
- Eve gelmelisin.
- Eve gelmen gerekiyor.
Çok gerekli olmadıkça taksileri kullanmam.
O hayvanla temas edince bir şeyler oluyor. Ama bir noktada nefes alman gerek.
Bir yere gitmem gerekiyor.
Ama çok oyalanmasa iyi eder. Sürüsü, sabah trafiği başlamadan kasabadan ayrılmalı.
Tom'un ameliyata ihtiyacı var.
Bazen bir adım geri atmamız ve düşünmemiz gerekiyor.
Tom Mary'ye yalan söylemeyi sürdüremedi.O sadece ona gerçeği söylemek zorunda olduğunu hissetti.
Gerçeğin kurguya kıyasla yabancı olmasında şaşılacak bir şey yok. Kurgu mantıklı olmalıdır.