Examples of using "Pillanat" in a sentence and their turkish translations:
Bir saniye, lütfen.
Bir dakika. Ben sadece bitirebilir miyim?
Bu büyülü bir andı.
O garip bir andı.
Bir dakika. Henüz kararımı vermedim.
- Bu tarihi bir an.
- Bu tarihi bir andır.
Bir dakika, ben hemen geleceğim.
Hemen döneceğim.
Bir dakika. O bitirsin.
Bir dakika. Henüz bitirmedim.
Sen bunu bilmeden önce orada olacağız.
"Şu anda meşgul müsün?" "Bir dakika, hemen geliyorum."
Bir saniye. Bitirmeme izin ver.
Bir dakika. Mary bitirsin.
Biz dakika. Tom bitirsin.
Ona çabucak alışacaksın.
kendinize bir an ayırın.
Sonra öyle bir an var ki,
İşte o anda zihnimde bir şimşek çaktı ve şöyle düşündüm:
problemin ne kadar büyük olduğunu anlamaya çalışmalıyız.
Bu gerçekten korkutucu bir eğitim anıydı.
Her an çok değerli çünkü hayatı çok kısa.
Bir süre bekleyin.
Birkaç dakika içerisinde hazır olacağım.
O anın ''evet'' olmasına izin verin.
Sana doğruyu söylemenin zamanı geldi.
ve bir anda hayatım iki yıl içinde ikinci kez değişti.
Birkaç dakika içinde onu arayacağım.
- Bir dakika...
- Bir dakika bekle.
O hayvanla temas edince bir şeyler oluyor. Ama bir noktada nefes alman gerek.