Examples of using "Nála" in a sentence and their turkish translations:
O ondan daha akıllıdır.
- O ondan daha yaşlıdır.
- Kız, oğlandan büyük.
- Ondan büyük.
O ondan daha uzun boyludur.
O ondan daha genç.
Onun evinde ne kadar kaldın?
Sen ondan daha uzunsun.
Onun ilacı yok.
O, ondan iki yaş daha büyüktür.
O, ondan üç yıl daha yaşlıdır.
Kitaplar onda.
Onun neyi var?
Tom'un kız arkadaşı ondan çok daha genç.
İçecek başka bir şeyi yoktu.
Onun sadece küçük bir miktar parası vardı.
Hiç kimse onun bildiğinden daha iyi bilmiyor.
Herkes bayrağını sallamaya başladı.
O zaman sahip olduğu bütün parayı ona verdi.
O, ondan çok daha ağırdır.
- Biz onun ölümünü teyit ettik.
- Onun ölümünü doğruladık.
Tom, polisin evini araştırmasına izin verdi.
Tom üzerinde fazla parası olmadığını söyledi.
Tom büyük bir oyuncu olabilir ama Brian Boitano daha da büyüktür.
Oğlan da on iki yaşında ama kızdan hâlâ daha genç.
Oselolar karanlıkta daha da iyi görür. Eve dönme vakti.
Faturayı ödemediği için suyu kestiler.
- Tom elinden geleni yaptı, ama yeterli olmadı.
- Tom her şeyini verdi, ama yetmedi.
Tom gelecek hafta sen Boston'u ziyaret ettiğinde onunla kalamayacağını söylemek için aradı.
Ondan daha çok param var.
- Onun yardıma ihtiyacı var.
- Yardıma ihtiyacı var.