Examples of using "Munkája" in a sentence and their turkish translations:
Onun yapacak bir sürü işi var.
O işsiz.
Onun bir işi var mı?
işleri zor olan ama insan hakları, insan şerefi
Onun çalışması tatmin ediciydi.
Tom işsiz.
- Tom işsiz.
- Tom'un bir işi yok.
İşiniz nasıl?
Tom işini seviyor mu?
Tom'un ağır bir işyükü var.
Erkek kardeşlerimin hepsinin işi var.
Tom'un bir işi yoktu.
Tom'un çok iyi bir işi var.
- Eseriniz hakkında endişelenmeyin.
- İşiniz hakkında endişelenmeyin.
Artık Tom'un bir işi var.
O yaşamak için ne yapıyor?
Bir başkanın işi çok ilginç.
Mary, Tom'un işinin kolay olduğunu düşünüyor.
Onun işi tekrarlı.
Bu heykel Sophia Wallace adlı bir sanatçının,
Ressam olmak dünyanın en güzel mesleği.
O, işi için hiç gayret göstermedi.
Tom'un işinin bitmesine daha çok var.
Bir kadının işi asla bitmez.
Tom'un para ve işi yoktu.
Bu oymacılık bıçağı, ünlü bir demirci tarafından yapılmış bir bıçaktır.
Tom'un işi benimki kadar zor değil.
- Tom'un yeni işini seveceğinden eminim.
- Eminim Tom yeni işini sevecek.
Bu, dünyanın en iyi işi!
Onun işi benimkinden daha iyi.
Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var.
Bunu yapma. Bu senin işin değil.