Translation of "Meglepő" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Meglepő" in a sentence and their turkish translations:

Kissé meglepő.

Oldukça şaşırtıcı.

Ez meglepő.

Bu şaşırtıcı.

Nem meglepő.

O şaşırtıcı değil.

- Az egyáltalán nem meglepő.
- Kicsit sem meglepő ez.

O hiç şaşırtıcı değil.

Ami gitárfeldolgozásban meglepő.

çalmaya çalışmaktır.

Az rendkívül meglepő.

O son derece şaşırtıcı.

Ez nem meglepő.

O şaşırtıcı değil.

Meglepő, de igaz.

Mantıksız ama doğrudur.

Gyakran meglepő a hozzáállásotok

Netflix'in akıllı algoritmalarını yaparken

Meglepő volt, amit tapasztaltunk,

Ve bulduğumuz şey gerçekten şaşırtıcıydı,

- Ez meglepő.
- Ez elképesztő.

Bu şaşırtıcı.

A tudósok meglepő felfedezést tettek.

Bilimciler şaşırtıcı bir keşif yaptılar.

- Meglepő, hogy neki ezt nem kell tudnia.
- Meglepő, hogy neki ezt nem kell ismernie.

Onun bunu bilmemesi gerektiği şaşırtıcıdır.

De igen meglepő pályát futott be.

Ama aslında oldukça şaşırtıcı bir eğriye sahip.

Hogy mennyire kevés, az meglepő volt.

Bu sayının çok küçük olması aslında büyük sürpriz.

Meglepő, hogy mennyi boldogtalan házasság van.

Kaç tane mutsuz evliliğin olması şaşırtıcıdır.

Ez több okból is egészen meglepő.

Çeşitli nedenlerden dolayı bu oldukça şaşırtıcı.

A kutatók egy meglepő felfedezést tettek.

Araştırmacılar şaşırtıcı bir keşif yaptı.

A reakciója egyáltalán nem volt meglepő.

Tepkiniz hiç şaşırtıcı değildi.

Az érzelmi szív meglepő és rejtélyes módon

duygusal kalbin yolu, şaşırtıcı ve gizemli şekillerde

És ami meglepő: Kína általában önellátó volt.

İlginç bir şekilde Çin aslında gıdasal olarak kendine yeterliydi.

Tom és Mari valami meglepő dolgot fedeztek fel.

Tom ve Mary heyecan verici bir şey keşfettiler.

Nem meglepő módon sok mondanivalója volt az ügyről.

Sürpriz olmadığı üzere, konu hakkında söyleyecek çok şeyi vardı.

A dolgozókat érintő, igen meglepő intelmek listája jelenik meg.

çalışanlarınız için şaşırtıcı bir çok öğüdün listesine ulaşırsınız.

Aludtam vagy két órát. Nem meglepő, hogy álmos vagyok.

Sadece iki saat uyudum. Uykusuz olduğuma şaşmamalı.

Meglepő módon két hét múlva újra ott ült a tárgyalóteremben.

Şaşırtıcı bir şekilde iki hafta geçti ve mahkemede oturuyordu.

- Ez engem egyáltalán nem lep meg.
- Ez egyáltalán nem meglepő.

Bu hiç şaşırtıcı değil.

És ez is nem meglepő, tekintve, hogy milyen bonyolult az emberi agy.

İnsan beyninin karmaşıklığı göz önüne alındığında bu hiç şaşırtıcı değil.

Reggel beugrott az orvos, hogy lásson. Wernernek hívják, de orosz. Semmi meglepő nincs ebben. Ismertem egyszer egy Ivanovot, aki német volt.

Doktor bu sabah beni görmeye geldi. Onun adı Werner ama o bir Rus. Bunda şaşırtıcı hiçbir şey yok. Bir zamanlar Alman olan bir İvanov'u tanımıştım.