Examples of using "Mérges" in a sentence and their turkish translations:
O bana deli oluyor.
inanılmaz derecede öfkeliydim.
öfkeli, huysuz davranış biçimi.
Bazı yılanlar zehirlidir.
Sana kızgınım.
Jane kızgın idi.
Annem kızgın.
O niçin öfkeli?
Her ikinize de kızgınım.
Zehirli gaz kullandılar.
Çok çılgınım.
Tom çok kızgın.
O beni gerçekten kızdırır.
Sadece kızgındım.
Ben herkese kızgındım.
Ben çok kızgındım.
Tom öfkeli olduğunda her zaman bağırır.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
Niçin öyle sinirlendin?
Neden bu kadar öfkelisin?
Neden bana kızgınsın?
Üzgün olduğunu biliyorum.
Nadiren bu kadar öfkelenirim.
Tom artık kızgın değil.
Tom Mary'ye kızgın değil.
Neden Tom'a kızgınsın?
Ben hiç zehirli mantar yemedim!
Kızgındın, değil mi?
Şu anda öfkeliyim.
Ne için bana kızgınsın?
Tom kızmayacak mı?
O bana kızgın.
Tom neden kızdı?
- Bu yılan zehirlidir.
- Bu yılan zehirli.
- O kadar kızgın olmasına şaşmamalı.
- Çok kızgın olmasına şaşmamalı.
Bana çok sinirlendiğini düşünüyordum.
Tom neden Mary'ye kızgın olurdu?
Bu yılan zehirli değil.
Öfkeliyim.
Kızgın olduğunu biliyorum.
Bana hâlâ kızgın mısın?
Onun hakkında hâlâ kızgınım.
Tom kızgın olduğunda her zaman bağırır.
Sen delisin.
Tom'u hiç kızgın olduğunda gördün mü?
Ona baktı ve onun kızgın olduğunu biliyordu.
- Hala bana kızgın mısın?
- Bana hâlâ kızgın mısın?
Endişelenme. Sana öfkeli değilim.
Tom kızgın olmalı.
Öğrenirse kesin çok kızacak.
Tom Mary'nin deli olduğunu söyledi.
Bana hâlâ kızgın olduğunu biliyorum.
Sana kızgınım.
Zehirli yılanlar bizim yerimizde yaşamaz.
Sana kızgın değilim. Hayal kırıklığına uğradım sadece.
Tom'a kızgın mısın?
Kız arkadaşın öğrendiği zaman sana çok kızacak.
Yaptığın şeyi yapmaya devam edersen, Tom sinirlenir.
Yanlarından süzülen ufak yaratıkları yakalamaya yarayan, sokucu dokunaçlar.
Sana biraz kızgınım.
Bana doğruyu söylemiş olsaydın, şimdi kızmazdım.
Tom Mary'nin kirayı ödemeyi unuttuğunu öğrendiğinde üzülecek.
Tom çılgındı.
Hatta zehirli yılanlar sadece tehdit edildiklerini hissederlerse saldırırlar.
İlk başta, Tom'un kızgın olduğunu düşündüm, ama sonra sadece endişeli olduğunu anladım.
O konuşamadı, çok kızgındı.
İlk başta, Tom'un kızgın olduğunu düşündüm, ama sonra sadece endişeli olduğunu anladım.
Tom kızgınım.
O sinirlendi.