Examples of using "Közöttük" in a sentence and their turkish translations:
Bugün birbirleriyle savaş hâlinde değiller.
Çok büyük farklılık yok.
Bu bir fark yaratacak mı?
Nedensel bir bağlantı yok.
Kıskançlık imrenme ile aynı değildir. İkisini karıştırmayın. Bir fark var.
Yapraklar hafif bir rüzgarla öyle salınıyordu ki parlak ışık huzmeleri gökyüzünden yere doğru adeta göz kırparak düşüyordu