Examples of using "Igazi" in a sentence and their turkish translations:
Sen bir şeytan'ın gerçek oğlusun.
Sporla uğraşan bir çocuktu,
Hangisi gerçek?
O gerçek bir sanatçı.
O gerçek bir efsane.
Sen gerçek bir beyefendisin.
Hakiki kadınların kıvrımları vardır.
Tom gerçek bir becerikli işçi.
Bir şey oldukça doğru değil.
O, gerçekten bir mucize idi.
Bu gerçek ipek mi?
Bu gerçekten gerçek mi?
Gerçek bir tehlikede olabilirdin.
O güzel bir kadındır.
O gerçek bir beyefendidir.
Gerçek amacın nedir?
Tom gerçek bir kovboy.
Tom gerçek bir inek öğrenci.
Benim gerçek adım Tom.
Bu gerçek neden.
Tom'un hiç gerçek arkadaşı yok.
Biz gerçekten iyi arkadaşız.
Bu senin gerçek adın mı?
O, gerçek bir sorun değil.
O gözyaşları sahte.
Tom'un asıl niyeti ne?
Tom gerçek bir kahraman.
O gerçek aşk değildi.
Sen iyi bir kardeşsin.
- Leyla tam bir sürtük.
- Leyla kaltağın önde gideni.
Hatta gerçek insanlara konser verdik.
gerçek bir kahraman seyahatine çıkmışsınız demektir.
Bu gerçek bir insan kafatası.
- Sana bir ikramım var.
- Sana bir kıyak yaptım.
Gerçek erkekler çay içerler.
Gerçek dostluklar sonsuza kadardır.
Benim gerçek babam değil.
Gerçek değişim kişinin kafasının içindedir.
ve gerçek, güçlü topluluklar kuracak bir dünya.
- Gerçek dost kara günde belli olur.
- İhtiyacın olduğunda yanında olan dost gerçek dosttur.
Canlı bir balinayı asla görmedim.
Onlar bana senin gerçek bir uzman olduğunu söylüyorlar!
Gerçek bir aşk hikayesi asla bitmez.
- Bir müdür asla doğru bir arkadaş olamaz.
- Bir patron asla doğru bir arkadaş olamaz.
- Bir patron asla gerçek bir arkadaş olamaz.
Tom klişe bir Amerikalı.
gerçek değişim ve etki kaynaklara gereksinim duymuştur.
-Sektörü bitirdiniz. -Canlı çiçeklerimiz de var.
Son kocam gerçek bir aptaldı.
Piet gerçekten yürüyen bir sözlük.
Ben tam bir kaybedenim.
Bu gerçek bir din değil. Bu bir tarikat.
ve kısa süreli hafızada gördükleriniz öğrenmeyi etkilemez.
gerçek, çantanı toplayıp çık tarzı bir seyahate.
bunun bir komedi olmadığını savunuyor.
her türlü toplum hizmeti veren servisler bulunmakta.
asıl sihir kağıt üzerinde olmuyor.
Bence bu teknolojinin gerçek gücü işte bu.
Öğretmenimiz kelimenin tam anlamıyla bir beyefendi.
- Hakiki para değil.
- Bu gerçek para değil.
Nedensel bir bağlantı yok.
Bu gerçek türkuaz mı? bu fiyata? Hadi ama!
Gerçek savaş bu hikâyeden daha çok korkunç.
O, o kadar güzeldi ki, herkes onun gerçek bir Prenses olduğunu görebiliyordu.
Ben gerçek bir balık değilim, ben sadece basit bir peluşum.
Asıl sana kızdığım nokta ne idi biliyor musun?
- O iyi bir kişidir.
- O iyi bir insan.
Hakikat şaraptadır.
Uzaktan bakıldığında o güzel bir kadındır.
Ne aptal!
Hoşuma gittiğin kadar, bazen su katılmamış bir pislik olabildiğini de düşünüyorum.
Gerçek adını bile bilmiyorum.
Ölüm iki şeyden biridir.O ya ölümlülüktür, ve ölüler herhangi bir şeyin bilincinde değildir; ya da bize söylenildiği gibi, gerçekten bir değişikliktir: ruhun bu yerden ötekine göç etmesidir.