Examples of using "Fognak" in a sentence and their turkish translations:
Onlar ne yapacak?
- Ben kovulacağım.
- İşten atılacağım.
Onlar bekleyecek.
Onlar açlıktan ölecekler.
Onlar cevap verecek.
- Onlar unutmayacaklar.
- Onlar hatırlayacaklar.
Onlar dans edecek.
Onlar gelecek.
Onlar arayacak.
Onlar müzakerede bulunacaklar.
Onlar yardım edecekler.
akşam yemekleri balık
Bence onlar gecikecek.
Yarın müzakere edecekler.
- Onlar ölecekler.
- Ölecekler.
Tehdit edilmeyeceğim.
Bana şantaj yapılmayacak.
Onlar ölecek mi?
Onlar ne tür sorular soracaklar?
Onlar büyüyecek.
Onlar ölmeyecek.
Onları kesinlikle özleyeceğim.
Sen durdurulacaksın.
Onlar gelecekler.
Onlar dönecekler.
Onlar gelmeyecek.
Beni bulacaklar.
Konuşmayacaklar.
Onlar bizi bulacaklar.
Onlar Tom'a ne yapacak?
Kediler fareleri yakalar.
Kötü şeyler olacak.
Asla inanmayacaklar bize.
Biri kovulacak mı?
Bizi anlayacaklar.
Onlar bizi bulacaklar.
Onlar bana inanmayacak.
Onlar bize inanmaz.
Onlar sana yardım etmeyecekler.
Bu gece onlar dönecek.
Biz tehdit edilmeyeceğiz.
Tom her zaman hatırlanacak.
Onlar beni öldürecekler!
Onlar bütün hepimizi öldürecekler!
Ama arkadaşlarım bana gülecek!
Bazıları gelecek sene yeni saatler takıyor olacak.
ve gelecekte daha da çoğu göç edecek.
Belki sizi,
iş bulamamaktan korktuklarını söylüyorlar.
Fiyatlar yükselmeye devam edecek.
Onlar sana bir ev inşa edecekler.
Eğer geç kalırsam azarlanacağım.
İnsanlar ne düşünecek?
Uzun vadede, fiyatlar yükselecektir.
Onlar kazanmayı umuyor.
Onların ne zaman geleceğini biliyor musun?
Seni durduramayacaklar.
Onlar asla seni burada bulmayacak.
- Hayallerin gerçekleşecek.
- Rüyaların gerçek olacak.
herkesle konuşabilirler, konuşurlar da,
Gıda malzemeleri o zamana kadar dayanmaz.
Yine geç kalırsam kovulacağım.
Evlenecekleri söylentisi dolaşıyor.
O kadar erken kalkamazlar.
Ben istersem onlar seni öldürürler.
Bazıları gelecek yıl yeni üniforma giyiyor olacak.
Kim mücadele edecek?
Arpa, bu alanda dikilecek.
Pirinç bu alanda dikilecek.
Tom ve Mary birlikte seyahat edecekler.
Tom ve Mary birlikte çalışacaklar.
Fransızca konuşamadıkça onlar seni anlamaz.
Bazı öksüzler evlatlık alınacak, ama hepsi değil.
her yıl 1,4 milyar kg balık yakalanır.
Onların yapacakları muazzam buluşları düşünün:
Sağa dönünce, beyaz bir kule göreceksin.
Orada bana yardım edecek arkadaşlarım var.
Onlar şimdi ne yapmayı planlıyorlar?
Onlar büyük bir barajın yapılacağını söylüyor.
Onlar başarısız olacak.
İnsanlar muhtemelen yeni bir hükümdar seçecekler.
Onun onunla evlenip evlenmeyeceğini merak ediyorum.
Biz tekrar kandırılmayacağız.
Sen bizim ikimizi de öldürteceksin.
Sen müdahale edersen, onlar da müdahale edecekler.
Bu bir fark yaratacak mı?
Yakında Boston'da başka bir mağaza açılacak.
Rio Olimpiyatlarında kasksız boks karşılaşmaları olacak.
Çocuklar mutlu olacak.
Fiyatların ne zaman değişeceğini bilmiyorum.
İşe başlayın. Bu kum torbaları kendileri dolmaz.
Kazalar olacaktır.
Kediler fareleri yakalar.
Eğer kendine saygı gösterirsen öyleyse diğerleri sana saygı gösterir.
Amerika Birleşik Devletleri'nde Japon yemeklerini özleyeceksin.
Davetiye patlamış mısır ve meşrubat hizmeti verileceğini söylüyordu.
Onları rahatsız etmeyin, onlar sizi rahatsız etmeyeceklerdir.
Onları rahatsız etmezseniz sizi rahatsız etmezler.