Examples of using "Helyett" in a sentence and their turkish translations:
- Sohbet yerine çalışın!
- Konuşmak yerine çalışın!
ve herkese fikirleri yerine
Çalışmak yerine TV izledim.
Konuşmak yerine hareket edin.
Babasının yerine oraya o gitti.
Video görüşmesindense sesli konuşmayı tercih edin.
O tereyağ yerine margarin kullandı.
O, şeker yerine bal kullanır.
Herkes için yeterince konuşuyorsun.
insanların sürdürebilmek adına ciddi çaba gösterdiği
Ve o düzensiz hamle yerine...
Genellikle nakit yerine kredi kartlarını kullanır.
Tuvalet kağıdı yerine ıslak mendil kullanıyorum.
TV izleme yerine dışarıda oynayın.
Ağlamak yerine harekete geçmelisin!
caddeler yerine yürüyüş alanları
Işığa duyarlılık uğruna renkli görmeyi feda etmişlerdir.
Ben her zaman dondurulmuş olanların yerine taze sebzeler alırım.
Ben her zaman nakit yerine seyahat çekleri ile seyahat ederim.
Toplardamardan su akar, kan değil.
Gördüğümüz merakı, yaratıcılığı ve gelişimi ilerleten,
Taksiye binmek yerine otobüsle gitmek daha ekonomik.
Tom çayına şeker yerine bal koyar.
Almanca yerine Fransızca öğrendim.
Kelime çalışmaktansa güzel bir roman okumayı tercih ederim.
"Neden?" yerine "Nasıl?" diye sormalıyız.
CEO’ların kendileri yerine acı çekecek çalışanları var.
Geniş kıyafetlerden kesilen, dikilen ve hatta bazen yapıştırılan
Eğer işi düzgün kotaramazsa eş değil, aş olur.
Duyguları alıp cinsiyet yerine yetenek yönüyle düşünebiliriz.
O bana kahve yerine şekerli çay verdi fakat kremasız.
O gösterişli lokantaya öğlen değil, akşam yemeği için gidelim.
Cümlelerinizi silmek yerine, daha güzel hale getirmeye ne dersiniz?
Tom hasta olduğu için okuldan sonra evde kalmak zorunda kaldı.
O, o kadar meşguldu ki kendisi gitmek yerine oğlunu gönderdi.
Burnundaki termal girintiler ışık yerine ısı tespit ediyor.
Harita projeksiyonu özellikleri olan, seyir zorunlulukları ve estetik,
Okuldan sonra evde kalman için ebeveynlerini nasıl ikna ettin?
O, zayıflamak için alkolsüz içecekler yerine su içmeye karar verdi.
E-postalar günümüzde mektupların yerini aldı mı?