Examples of using "Darabokra" in a sentence and their turkish translations:
Ağaç parçalar halinde kesilmişti.
Cam parçalara bölündü.
hayatım küçük parçalar hâlinde.
Somon balığını küçük parçalara ayır.
Tom soğanı kaba bir şekilde doğranmıştı.
Vazo masadan düştü ve paramparça oldu.
Meyve prese girmeden önce güzel parçalanmış olmalıdır.
Senin çocuğunun parçaladığı benim kitabımdı.
Tom ve Mary'nin evliliği dağılmaya başladı.